İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kaliteli uyku

Osteopat.PNİ.Uzm.Fzt.İbrahim Mayda nasıl iyi ve sağlıklı bir uyku alınıra ilişkin ‘Kaliteli Uyku’ diye bir  yazı  kaleme aldı.

İyi, sağlıklı bir uyku almak için nelere dikkat edilmesine ve hangi saatlerde uyulması gerektiğine ilişkin Osteopat.PNİ.Uzm.Fzt.İbrahim Mayda  ‘Kaliteli Uyku’ adlı bir yazı kaleme aldı.

Yazının tamamı şöyle:

“Şöyle bir düşünün ; akşam işten eve gelmişsiniz ve çok yorulmuşsunuz , duşunuzu aldınız, yemeğinizi yediniz ancak yemek mi sizi yedi siz mi yemeği yediniz belli değil, yemek yerken bile gözleriniz kapanıyor.Yemek sonrası çay mı dediniz? Çayı yudumlamaya takatiniz kalmamış gözleriniz kapanıyor, yatağa girdiniz ve uyudunuz.

“KARANLIK BİR ORTAMDA 4-5  SAAT SAĞLIKLI UYUMAMIZ YETERLİ”

Uyku ile ilgili hücre hafızamızda kayıtlı olan şey hala mağarada yaşadığımızdır. Güneşin batmasıyla birlikte barsak hareketlerimiz  en alt düzeyde çalışır, gözlerimizin takip alanı daralır ve gecenin karanlığında uyuruz. Gündüz yaşadığımız güzellikler, güneş ışığı sayesinde çıplak gözle aldığımız D 3 vitamininin de etkisiyle barsaklarımızın doğru çalışmasının katkısıyla serotonin üretir beynimizdeki o müthiş yapılar. Akşama doğru serotonin üretimi yavaşlar ve güneşin batmasıyla üretimi durur.işte gündüz yapılan o serotonin en geç saat 22.30-23.00 gibi uyuduğumuzda melatonin üretimini başlatır. Melatonin salgılanması bizi iyileştiren en önemli mekanizmadır. Kap karanlıkta 4-5 saat uyumamız sağlığımız için yeterli olacaktır. Gece 01.00-0.2.00’de vs. geç uyuyup geç kalkmamız bizim sadece yorgunluğumuzu alacaktır; sağlığımıza bir katkısı olmayacaktır. Gündüz uykusu dinlendirir, buna karşın gece uykusu ise iyileştirir, tedavi eder.Uyurken bir insanı uyandırıp ilacını vermek kadar kötü bir şey olmasa gerek.

“PAMUK, YÜNDEN SONRA İNSAN BEDENİNE EN YAKIN BİTKİSEL ÜRÜNDÜR”

İnsan bedeninin esneklik sınırı ile toprağın, yünün esneklik sınırı birbirlerine yakın olduğundan atalarımız evlerinin altını toprakla beton gibi sıvamışlar, geçmiş dönemde beton kültürünün olmaması da ayrı bir durum. Yataklarını yünden yapmışlar, yünleri yoksa pamuktan yapmışlar. Pamuk yünden sonra esneklik açısından insan bedenine en yakın olan bitkisel üründür.

Ağustos ayının sonuna doğru annelerimiz yataklarını dışarı çıkarır; yorganları yıkar, güneşe serer, döşeklerin yünlerini ise çıkarıp yıkadıktan sonra kurutur, yün çırpma değneğiyle yıkanmış tertemiz olan yününü çırpar ve döşeğin şiltesine yerleştirirlerdi.

“EN İYİ YATAKLAR YORGANLAR MİSAFİRLER İÇİNDİR”

En sevdiğim uykudur o yeni yıkanmış mis gibi annemin emeği kokan yatakta uyumak.

Her evde aile bireylerinin uyuduğu yatakların dışında ayrıca misafir yatakları olurdu evlerimizde. Misafirimiz başımızın tacıdır, hanemizi şereflendirmiştir, safa gelmiş. En iyi yataklar, yorganlar, yastıklar misafirler içindir. Mümkün müdür misafiri kirli yatakta uyutmak? Edep erkana sığmaz böyle bir davranış.

“SÜNGER YATAKLAR ATOM BOMBASI GİBİ”

Markası ne olursa olsun sünger yataklara gelince hepsi birer kirlilik atom bombası olup sabaha kadar her nefes aldığımızda içlerinde biriken dünya kadar insanın yattığı otel odasındaki yatağın hastalık yaratan bakterisinin saldırısına  maruz kalıyoruz. Evlerimizde kullandığımız sünger içerikli yataklarımız için de aynı şeyler geçerlidir. Gece uyurken akan terimiz , derimizden dökülen akarlarla birlikte yatağımıza akıyor ve hastalanmamıza neden oluyor. Yılda bir kez de olsa uyuduğumuz o markalı yataklarımızı havalandırmamız bizim sağlığımız için inanılmaz önem arzetmektedir.

“CEMEVLERİ KUTSALIMIZ VE YAŞADIĞIMIZ ALANLARDIR”

Cemevlerimiz bizim kutsalımızı yaşadığımız alanlarımızdır. Kutsalımızı yaşadığımız yerlerin ruhsal ve fiziksel temizliği olmazsa olmazımızdır. Cemevine gelen misafirlerimizin uyuyacakları yataklar da en az ruh temizliğimizin değerinde pirü pak olmalıdır. Cemevlerimize yardım yaparken eskimizi değil yenilerini almamız ayrıca anlamlı olacaktır. Yatakhaneler, mutfak malzemeleri, masa sandalyeler sağlamsa , kullanılabilinirse yapılan yardıma hiç kimsenin bir sözü olamaz; ancak yardım edilen şey sünger yataksa işte orda düşünmek gerekir. Hastalık barındıran, içi akar dolu süngerlerde misafirlerimizi uyutursak değerlerimizi koruyabilir miyiz?

Kaliteli uykuyu gece karanlığında uyku saatimizi geçirmeden ve ter temiz bir yatakta uyursak ruhsal ve bedensel sağlığımız için en önemli adımı atmış olacağız. Dostlukla…”

 

Mission News Theme by Compete Themes.