İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ARNAVUT’DA KURULACAK OLAN BEKTAŞİ DEVLETİ HAKKINDA

Arnavutluk Başbakanı Edi Roma, Birleşmiş Milletlerde yaptığı konuşmada “Arnavutluk merkezli, Vatikan benzeri Bektaşi Devleti kurulacağını” açıklamış. Bunun üzerine Türkiye kamuoyunda yazılar yazılmaya başlandı. Adana’da doktor bir arkadaşımın paylaşımı üzerine şu kısa açıklamayı yazdım.

Bektaşilik diye bilinen olgunun tarihsel olarak gelişimi kısaca şöyledir.

Kanunu Sultan Süleyman’ın ilk eşi Mahi Devran Arnavuttur.

Mahi Devranın abisi Server Paşa önemli bir devlet adamıdır.

1522 yılınıda Osmanlı Devleti Hacı Bektaş Dergahının faaliyet yürüttüğü Dulkadiroğlu Beyliğini – Devletini ilhak etmiştir.

Hacıbektaş Postnişini Balım Sultan da 1520 yılında bu dünyadan göçer yani ölür, yerine Kalender Çelebi Postnişin olur.

Kanuni Sultan Süleyman kaynı Server Paşayı, “Sersem Ali Dede Baba” sanıyla Hacı Bektaş Dergahına atar.

Kalender Çelebi güçlü olduğu için, Sersem Ali Baba, Kalender Çelebi’nin bir başkaldırı (isyan) yapacağını da görüp, Hacı Bektaştan Arnavutluk’a – Mekadonyadaki Harabati Dergahına gider.

1527 yılında Kalender Çelebi isyanı bastırılınca Dergah kapatılır.

Dergahın 1527 yılında kapatılmasından 23 yıl sonra Kanunu Kaynı Sersem Ali Babayı “ikinci kez” Hacı Bektaş Dergahının başına atar. Bektaşi Babası olan Turgut Koca, CEM Vakfı yayınlarından çıkan kitabında Sersem Ali Baba “ikinci kez atandı” der; “ikinci kez atandı” sözü önemlidir.

Eskiden beri Dergahı yönetenlerle, onlara taraftar olan Pir Sultan gibi Alevi önderleri “Bozuk düzende düzgün çark olmaz” diye bu atamaya karşı gelirler.Böylece Hacı Bektaş Dergahı etrafındaki kitle Babagan Bektaşiler ile Çelebilerden yana olanlar olarak ikiye bölünür. Günümüzde Bektaşilik diye bilinen ekolün kısa tarihi böyledir, ben bu süreci “Çelebiler Zamanı” kitabımda yazdım; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Bektaşiliği “Kapıkulu Ocakları” içinde anlatır. Pir Sultan bu ayrılıkta ÇELEBİLERDEN yana tavır alır.

Bu iki kol: ÇELEBİLER ile Babagan kolu tarihi süreç içinde evrimleşerek gelişerek bu günlere gelir.

1826 yılında İkinci Mahmut, Bektaşiliği yasaklayıp, Bektaşileri katleder, Hacı Bektaş Dergahını Nakşibendi Tarikatine verir. Dergahi yönetmeye başlayan Nakşibendi tarikatı 1834 yılında Dergahın içine cami minaresi yapar.

İkinci Mahmut dönemi sona erince Nakşibendi Tarikatkine rağmen Bektaşi Babaları Dergaha gelip Çalışmalara başlarlar.

22 Aralık 1919 da Mustafa Kemal Atatürk Hacı Bektaşa geldiğinde, Babagan Bektaşileri temsilen Arnavut asıllı olan Salih Niyazi Dede Baba Dergahta çalışmalarını sürdürürken, Çelebi Cemalettin Efendi de Dergah dışından, kendi konutunda çalışmalarını sürdürür. Mustafa Kemal 22 Aralık 1919’da Hacıbektaş’a geldiğinde Cemalettin Çelebi’nin evinde konuk olur.

30 Kasım 1925 yılında kabul edilip 13 Aralık 1925 tarihinde yayımlanan 677 sayılı yasa ile Dergahlar kapatılır, Dedelik, Çelebilik, Bektaşilik yasaklanır. Bektaşilerin Temsilcisi olan Salih Niyazi Dede Baba da buradan göçüp Arnavutluk’a Göçer; böylece de Bektaşiliğin Merkezi Arnavutluk’a taşınmış olur.

Mesela dünyanın en eski Bektaşi Dergahlarından olan Mişigin eyaletinin Detroit kentinde ki Bektaşi Dergahı Arnavutluk’taki Bektaşi Merkezine bağlıdır.

Bektaşiler özellikle de Freşeri ailesinden üç kardeş Arnavutluk’un kurulmasında çok etkili olurlar. Freşeri kardeşlerden biri olan Naim Freşeri Arnavutluk ulusal Devletinin kurulmasına öncülük enen yani milli Siyasetin önderi, diğeri Bektaşiliğin önderi, diğeri de Arnavut Edebiyatının önderliğini yaparlar. Galatasaray Spor kulübünü kuran Ali Samiyen, ilk Türk romanını yazan Şemsettin Sami Freşeri ailesindendir.

Arnavut dini nüfusunun en kalabalık kesimi Bektaşilerdir: Bektaşi nüfus Arnavutluk’ta Hristiyanlardan da, Sünnilerden de fazladır; Bektaşiler Arnavutluk’ta azınlık değil çoğunluktur. Ben günümüzde Arnavut Bektaşilerinin manevi önderi Baba Mondi ile tanıştım kendisini tanırım. Arnavutluk Devletinin resmî diplomatik pasaportu ile seyahat eder; asker kökenli, son derece gelişmiş yetkin bir kişidir. Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama Baba Mondi’nin “Alisiz Alevilik” savunan guruplarla hiçbir ilişkisi – ilgisi olmamıştır.

Arnavutluk’ta Bektaşiliğin İtalyada ki Vatikan benzeri bir statüye getirilmesi ne tür gelişmelere yol açar onu süreç içinde göreceği. Türkiye’dekiAlevilere ya da Bektaşilere bir zararı olacağını sanmıyorum. Alevilik Bektaşilik düne kadar Türkiye’de yasaktı, Sivas’ta Maraş’ta Alevilere nelerin reva görüldüğünü anlatmaya gerek yok. Gelişmeleri yaşayıp göreceğiz. Şimdilik bu kadar yazmakla yetiniyorum.

Aşk İLE Rıza Aydın

Mission News Theme by Compete Themes.