İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gazi ve Ümraniye katliamını unutmadık, unutturmayacağız!

Bundan tam 23 yıl önce 12 Mart 1995’te İstanbul Gazi Mahallesi’nde bulunan kahvehanelere devlete bağlı kontrgerilla çetelerinin saldırması sonucu Halil Kaya adlı bir Alevi Dedesi öldürüldü, 5’i ağır toplam 25 kişi yaralandı. Daha sonra saldırganların saldırı sırasında içinde bulundukları taksiyi gasp ettikleri, taksinin şoförünü ise öldürdükleri anlaşıldı. Bu saldırganların kim oldukları asla ortaya çıkmadı ya da çıkarılamadı. Gazi halkı devlet destekli bu kontrgerilla saldırısını protesto etmek için mahalle karakoluna doğru yürüyüşe geçti. Halkın yürüyüşe geçmesiyle birlikte polis halkımızın üzerine ateş açtı. Bu saldırıda bir yurttaşımız daha hayatını kaybetti. Ertesi gün saldırıyı protesto etmek için binlerce yurttaş İstanbul’un her yerinden Gazi Mahallesi’ne geldi. Halk tekrar yürüyüşe geçti. Burada polis vahşi bir şekilde halka saldırdı ve 15 yurttaşımızı katletti. Bunun üzerine İstanbul’un ve Türkiye’nin birçok yerinde halkımız yaşanan bu katliamı protesto etmek için sokağa çıktı. 15 Mart’ta Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde polisin halkımıza ateş açması sonucu 5 yurttaşımız daha katledildi. Bu şekilde 12-15 Mart tarihleri arasında devam eden saldırılarda onlarca insanımız katledildi, yüzlercesi yaralandı.

12-15 Mart 1995 tarihlerinde bütün dünyanın gözü önünde Alevi halkımıza karşı kontrgerilla çetelerinin ve devlet güçlerinin işbirliğiyle vahşi bir katliam gerçekleştirildi. Bizler Aleviler olarak kontrgerilla çetelerinin ve devlet güçlerinin işbirliğine dayalı bu katliam pratiğini daha önce Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da ve Sivas’ta yaşadık. Gazi ve Ümraniye katliamları Alevilere dönük yüzyıllardır devam eden katliamların ve yok etme politikalarının bir devamıdır. Ama bizleri yok etmeyi hedefleyen bu gerici, faşist ve inkarcı zihniyet yüzyıllar boyunca gerçekleştirdiği bütün katliamlara rağmen bizleri yok etmeyi başaramadı. Evet; bizleri yok edemediler. Aleviler dün vardı, bugün de vardır. Aleviler dün olduğu bugün de haksızlığın karşısında, mazlumun yanında asla boyun eğmeden mücadele etmektedirler. Çünkü biz Aleviler canları pahasına haklı davalarından vazgeçmeyen Hüseyin’in, Hallac-ı Mansur’un, Baba İshak’ın, Baba İlyas’ın, Şeyh Bedrettin’in, Nesimi’nin, Şah Kalender’in ve Pir Sultan’ın torunlarıyız. Onların cesaretle ölümün üstüne yürüyerek yaratmış oldukları direniş geleneğinin mirasçılarıyız.

İşte tam 23 yılönce Gazi ve Ümraniye’de halkımız bu direniş geleneğinin mirasçısı olmanın bilinciyle zulmün karşısına dikildi. Günlerce saldırıya uğradılar, yaralandılar, öldürüldüler ama asla boyun eğmediler.

Katliamı başlatan saldırıyı gerçekleştiren kontrgerilla çete mensupları hiçbir zaman bulun(a)madı. Hedef gözeterek birçok insanımızı katlettikleri görüntülerle ve adli tıp raporlarıyla açıkça kanıtlanan katil polislere göstermelik cezalar verildi. Elbette bu ülkede Alevi katliamı yapmanın mutlaka bir ödülü vardı. Katliamı gerçekleştiren devlet yetkilileri milletvekili ve hatta bakan yapılarak ödüllendirildi. Diğer yaşadığımız katliamlarda olduğu gibi bu katliamda da devlet katilleri koruyup kolladı.

Ancak ne yapılırsa yapılsın, bizler bu katliamın hesabını mutlaka soracağız. Davanın bu şekilde üstünün kapatılıp unutturulmasına izin vermeyeceğiz. 23. Yılında Gazi ve Ümraniye’de bütün saldırılara, baskılara ve katliamlara rağmen Pir Sultan’ların direniş geleneğini canları pahasına yaşatan ve bu uğurda katledilen tüm şehitlerimizi saygıyla anıyor, direnen halkımızı selamlıyoruz. Gazi ve Ümraniye katliamlarını unutmadık unutturmayacağız!

12-15 Mart 1995 tarihinde derin devletin planladığı ve kolluk kuvvetlerinin uyguladığı ve onlarca canımızı yitirdiğimiz Gazi ve Ümraniye katliamlarında katledilen onlarca canımızı saygı ile anıyoruz.

Gazi ve Ümraniye Katliamının üzerinden 22 yıl geçmiş olmasına rağmen devlet bu kara leke ile yüzleşmiş değildir. Katliamların halen devam ettiği ülkemizde iktidarlar değişiyor fakat katiller ve katledilenler değişmiyor.

Sivas, Çorum, Maraş, Gezi ve yakın tarihimizin tüm katliamlarının sorumluları açığa çıkarılmadıkça ve hesap sorulmadıkça yeni katliamların önü açılmaktadır. Çünkü devletin değişmeyen sisteminden beslenen gruplar yandaş, ırkçı ve yobaz kalabalıklar yaratarak iktidarı ve gücü elinde tutmaya devam ediyorlar.

Ve bizler biliyoruz ki katliamların önüne geçmenin tek yolu, bizleri esir almaya çalışan karanlığa karşı birlikte örgütlü bir mücadele vermek ve katliamları gerçekleştirenleri ve onları destekleyen karanlık elleri açığa çıkartıp hesap sormaktan geçiyor. Güçlerine daha fazla güç katarak yeni katliamlar isteyen bu anlayışla mücadelemiz devam ediyor.

Bu nedenle 12-15 Mart 1995 Gazi ve Ümraniye Katliamları başta olmak üzere, yitirdiğimiz canlarımızdan aldığımız güçle tüm demokratik mücadele yollarını katliamcılara karşı kullanacağız. Alevi toplumunun demokratik mücadelesini yürüten bizlere, kendi değerlerimizi ve inancımızı yaşatmak olduğu kadar, karanlık zihinlere ve yobazlara karşı da İmam Hüseyin ve yoldaşları gibi direnmek düşmektedir.

Geçmişimizden aldığımız zalimin zulmüne boyun eğmeyen bu gelenekle, içinde bulunduğumuz gerici ve ırkçı düşüncelerden ülkemizi mutlaka kurtaracağız. Bunun ilk adımı ise 16 Nisan’da ülkemizde gerçekleştirilecek referandumda güçlü bir HAYIR’ı örgütlemek olacaktır. Ülkemizi karanlığa sürüklemek isteyen bu İslamcı-faşist zihniyete karşı, bu ülkenin aydınlık geleceği olarak Gazi ve Ümraniye Katliamları ve diğer katliamlarda yitirdiğimiz canların ardılları olarak zalimlere geçit vermeyeceğiz.

Gazi ve Ümraniye’de katledilen canlarımızın devr-i daim olsun!

Gazi ve Ümraniye Şehitleri Ölümsüzdür!

Yaşasın Gazi ve Ümraniye Direnişimiz!

PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ GENEL MERKEZİ

Mission News Theme by Compete Themes.