İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nda ‘açılım’ toplantısı: Aleviler, toplantıya da sunulan rapora da tepkili

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı öncülüğünde, “Alevi İnanç Önderleri ve Cemevi Başkanlar

ı İstişare Toplantısı” düzenlendi. Toplantıya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Esma Ersin ile bazı Alevi inanç önderi katıldı.

Gazete Pencere’den Tolga Balcı’nın duruma ilişkin yazısı şöyle:

Toplantıda istişareye açılan 20 sayfalık bir rapor da hazırlandı. Raporu Cumhurbaşkanlığı Sosyal ve Gençlik Politikaları Kurulu Üyesi Dr. Ali Arif Özzeybek hazırladı.

Rapordaki bazı maddeler tartışmalara konu açacak cinsten. Alevilerin yıllardır sürdürdüğü mücadelede önderlik etmiş kurumlarla görüşülmemesi ve bu kurumların dışlanması raporun ve istişare toplantısının da etkisini azalttı.

Toplantıya Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) ve Federasyona bağlı Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi Kültür Derneği, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği, gibi önemli dernekler destek vermedi.

Hal böyle olunca yapılan istişare toplantısı da Alevilerin gündemine aslında pek girmedi. Ancak Türkiye’deki Alevilerin büyük çoğunluğunu temsil eden ABF duruma karşı itirazlarını sürdürüyor. Geçtiğimiz gün başkanlık önünde talepleri ile eylem yapan kurum “Alevi Açılımı” denilen program için sunulan raporu da eleştirdi.

ABF tepkili

ABF Genel Başkan Yardımcısı Aydın Deniz, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nda yapılan toplantıyı ve o toplantıda sunulan rapora ilişkin eleştirilerini ise şöyle sıraladı:

“AKP ve MHP’nin Alevi kurumlarına karşı kurduğu Alevi ve Cemevi Başkanlığı 3 yıldır bir dayatma kurumu olarak Alevi örgütlerinin karşısında duruyor. Dün yapılan toplantı göstermiştir ki Alevi toplumunun bu başkanlığa rızası yoktur”

Deniz, başkanlığın Alevilerin büyük çoğunluğu tarafından yok sayılan bir kurum olduğunu ifade ederek “Katılım ve temsiliyet açısından toplantı zayıftı. Aleviler eşit yurttaşlık isterken siyasal iktidarın kendi Alevilik tanımına karşı da bir duruş sergiliyor. Konunu muhatabı Alevi kurumlarıdır bu kurumlar muhatap alınmadığı sürece sorun çözülemeyecek. 3 yılda 3 başkanın değiştiği bu kurum Alevileri temsil etmiyor. Alevi kurumlarına rağmen yapılan tüm bu girişimler karşılıksız kalacaktır. Dün yaşanılan şey de budur. Burada 35 yıldır hak mücadelesi veren Alevi kurumlarının değeri ortaya çıkmıştır. İktidar bu konuda samimi ise bu sorun için başvuracağı kurumlar bellidir.” şeklinde konuştu.

20 Sayfalık “Alevilik” raporu tartışma yarattı

ABF, Alevi kurumlarına danışılmadan hazırlanan bu raporun eksikliklerle dolu olduğunu söylüyor. ABF’ye göre rapor Alevilerin eşit yurttaşlık talebini karşılamaktan uzak.

ABF Genel Başkan Yardımcısı Aydın Deniz, “raporun sadece 3 cümlesi dışında tamamı gerçeklikle uzaktan yakından bir ilişkisi yok. Alevilerin laiklik cephesine itilmesi tespiti yanlıştır. Aleviler herkese inanç gereği eşit mesafede bakar. Laiklik zorla bize dayatılan bir durum değil bir tercihtir.” İfadelerini kullandı.

whatsapp-image-2025-08-28-at-20-03-19.jpeg
İstişare toplantısında dua anı

AKP Alevilere karşı işlenen suçlardan sıyrılamaz

Deniz, raporda AKP’nin Alevilere karşı işlenen suçlardan kendini kurtarma gayretinde olduğunu vurguladığı konuşmasında “Cumhuriyet tarihinde Alevilerin yaşadığı katliamlara dair bu ülkede iktidar olmuş herkesin bir katkısı ve rolü olmuştur. Cumhuriyet tarihinin 4’te birini yöneten AKP iktidarının bunlardan sıyrılmasını doğru bulmuyoruz. Geçmişte yaşadığımız sorunların dışında yakın tarihte yaşadığımız sorunlar da var. Konu başlıklarında ayrımcılıkla mücadele deniyor ama raporda buna dair bir yol haritası çizilmemiş. Biz zaten AKP dönemin de de ayrımcılığa uğruyoruz. Buna dair 23 yıldır iyi niyet sayılabilecek bir adım atılmadı. Bu düzenlemeler Meclis’te yapılabilirdi. Muhalefet muhakkak destek verecektir ama yapılmadı. Burada da AKP’nin eksikliğini görüyoruz.” dedi.

Eğitimde eşitlik nasıl sağlanacak?

Alevilerin taleplerinden biri de eğitimde inançların eşit bir biçimde tanıtılması. Yıllardır zorunlu din derslerine karşı mücadele veren Aleviler raporda bu konuda hazırlanan önerileri de eksik ve yetersiz buluyor.

Aydın Deniz Alevilerin bakış açışını şöyle aktarıyor:

“Eğitimde eşitlik kısmında Alevilerin net bir tavrı var. Devletten bağımsız şekilde tüm inançlara eşit mesafede olmalı. Aleviler konuya laiklik meselesi üzerinden bakar. Biz zorunlu din derslerine karşı çıktığımızı her fırsatta söylüyoruz. Orada bizi şirin göstermelerine gerek yok. Eğitimde eşitlik demek bu demek değil. Bu iktidarın eşitlik anlamı siyasal İslam’ı meşrulaştırmak”

Nefret suçları

Türkiye’de ötekileştirilmenin en yoğun ve sistematik şekilde uygulandığı kesim olan Aleviler nefret suçları konusunda da bazı istek ve talepleri var. Türkiye’de Aleviler katliamlara, mezhepçi yorumlara, mezhepçi programlardan, evlere işaret konulmasına ve dizilerde Aleviliğe hakaretler edilmesine kadar birçok şeye şahit oldu. Cezasızlık politikasından mustarip olan Aleviler raporda nefret suçlarına ayrılan kısmı da sert eleştiriyor.

Verilen öneri de aklımızla dalga geçer nitelikte diyen Aydın Deniz, “Bu ülkede ifade özgürlüğü üzerinden insanlar yıllarca cezaevinde yatarken Alevilere küfreden, Alevilere karşı nefret suçu işleyenlere karşı delillere rağmen hiçbirinde failler ceza almadı. Cezasızlık politikası sürdürüldü. Bir tane ceza almış kişi bulamazsınız. Biz kendimize yönelik bir nefret suçları özel kanunu istemiyoruz. Biz mevcut kanunun uygulanmasını istiyoruz. Bu sadece Alevilere yönelik olmamalı hangi kimliğe hangi inanca karşı nefret suçu işleniyorsa bunun cezası eşit olması lazım.” şeklinde konuştu.

whatsapp-image-2025-08-29-at-10-37-24.jpeg
Aydın Deniz

Cemevlerine statü

Bir diğer önemli konu ise cemevlerinin statüsü. Bilindiği üzere Türkiye cemevlerini ibadethane olarak görmüyor hal böyle olunca Aleviler dernekler ve vakıflar üzerinden cemevlerini açıp binaları da ya şube ya da başkanlık olarak göstermek zorunda kalıyor. Temizliğinden, harcamalarına hepsini de Aleviler kendi karşılıyor. Alevilerin en temel taleplerinden biri olan bu duruma karşı raporda sunulan çerçeveyi yetersiz bulan Aydın Deniz, “Cemevlerinin statüsü meselesinde de cemevlerine ibadethane statüsü verilmesini istiyoruz. O da Anayasa’da yer alan kanuna cami kilisenin yanına cemevi eklenecekti. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanı uygulanmaması için “kırmızı çizgimizdir” dedi. Bunları unutmadık” ifadelerini kullandı.

“Cemevlerine yönelik oluşturulacak bütçenin laiklik çizgisi içinde ayrılması lazım. İnsanlar devletten hizmet bekliyor elbette beklentimiz de bu yönde” şeklinde konuşmasına devam eden Deniz, “Cemevlerine personel alımı kısmı da sorunlu. Ben bir dede talebinde bulunduğumda neye göre atama yapılacak? KPSS sınavı mı yapılacak? Dedelerimizin memur olmasını zaten istemeyiz. İnanç gereği olmaları da rahatsızlık yaratır. Cemevlerinin personel ihtiyacında kurumların inisiyatifinde olmalı. Cemevlerinin mülkiyet sorunları da acilen çözülmeli. Bu arazilerin bir an önce Alevilere teslime dilmesi elzem” dedi.

Diyanet, Laiklik ve Tekke Zaviye kanunu

Toplumun en çok merak ettiği konu ise cemevleri ve dergahların Alevilere teslimi sırasında raporda da önerilen Tekke ve Zaviye kanununda yapılacak değişiklik. Toplumun bir kısmı bu kanunun hiç değiştirilememesini isterken bir kısmı ise zaten uygulanmadığının farkında.

Cumhuriyetin ilk kanunlarından biri olan bu kanun yıllardır Alevilere karşı uygulandığı da herkes tarafından bilinen bir sır. Zira Türkiye’de tarikatlar ve cemaatler bu kanun yokmuş gibi serbestçe hareket edebiliyor. 15 Temmuz bunun en açık örneği. Ama konu Alevilere geldiğinde devlet katı kurallar uyguluyor. Hacı Bektaş Dergahı gibi Aleviler açısından önemli merkezler ve dergahlar müze statüsünde.

Bu konu hakkında Alevilerin de çekinceleri var. ABF Genel Başkan Yardımcısı Aydın Deniz, Alevilerin duruma laiklik çerçevesinden baktığını Diyanet İşleri Başkanlığı’nın zaten kaldırılması gerektiğini düşündüklerini söylüyor.

Deniz, Tekke ve Zaviyeler kanuna ilişkin ise şu ifadeleri kullanıyor:

Tekke ve Zaviyeler kanunu kısmı da sorunlu. Bu kanun zaten sadece Alevilere uygulandı. Halen birçok tarikatın cemaatin kendi türbeleri üzerinden örgütlendiğini biliyoruz. Aleviler üzerinden bir durumun önünü açmayın. İnanç özgürlüğünü sağlayacak adımların atılması lazım. İşgal edilen dergah arazilerinin Alevilere verilmesi gerekiyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından dergahlarımıza el konulması durumunun sonlandırılması lazım. İktidar bunları yapabilir ilk önce bunları yapsınlar sonra diğer kanunları da tartışırız.”

Rapor revize edilmiş şekilde dün yapılan istişare toplantısına sunuldu. Bu tartışmaların da süreceği açık Ancak Alevi kamuoyu muhatap alınmak ve süreci sağlıklı yürütmek gayretinde. Önümüzdeki dönemde bu sağlanır mı bilmiyoruz. Meclis’te Kürt sorunu üzerinden devam eden tartışmaların ve komisyon toplantılarının akıbeti Alevi açılımını da bağlıyor gibi gözüküyor.

Mission News Theme by Compete Themes.