İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

MEB müfredatına karşı mücadele programı: “İktidarın siyasi programına ve siyasal-ideolojik görüşüne uygun olarak hazırlanan laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayladığı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adlı yeni müfredata karşı Eğitim Sen Genel Merkezi’nde çok sayıda kurumun ortak imzasıyla basın toplantısı yapıldı. Açıklamada “Ayrıştırma, kutuplaştırma, yok sayma, gericileştirme vb. yaklaşımlar ön plana çıkarılmış ve bu müfredatla, yukarıda sıralanan sebepler üzerinden laik demokratik yaşama topyekûn bir meydan okuma hedeflenmiştir” denildi

KESK ve bağlı sendikalar, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, CHP, DEM Parti, SOL Parti, EMEP, SYKP, Halkevleri, İHD, Laiklik Meclisi, Eğit-Der, Alevi Kültür Dernekleri, Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Veli-Der, Öv-Der’in imzasıyla hazırlanan ortak metin basın toplantısında okundu.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayladığı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adlı yeni müfredata karşı Eğitim Sen Genel Merkezi’nde çok sayıda kurumun ortak imzasıyla basın toplantısı yapıldı. Açıklamada “Ayrıştırma, kutuplaştırma, yok sayma, gericileştirme vb. yaklaşımlar ön plana çıkarılmış ve bu müfredatla, yukarıda sıralanan sebepler üzerinden laik demokratik yaşama topyekûn bir meydan okuma hedeflenmiştir” denildi.

Açıklamayı Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak okudu. Açıklamada şunlar söylendi:

İktidarın siyasi programına ve siyasal-ideolojik görüşüne uygun olarak hazırlanan laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz!

“Geri çekin”

26 Nisan 2024 tarihinde “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ismiyle kamuoyuna açıklanan, tarihi yeni, içeriği yüz yıl öncesinin dahi gerisinde olan müfredat, dün Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından imzalandı. Bakanlık; kamuoyuna açıkladıkları müfredatla ilgili, bir hafta süre vererek öneri, görüş ve eleştiriye açtığını ifade etmişti. Sürenin az olduğu eleştirilerine, “Süreyi %50 daha artırıyoruz” diyerek (dalga geçer gibi)  on güne çıkardığını açıkladı. Hazırlık süresinin 10 yıl olduğunu açıkladığı müfredata 10 gün içinde görüş ve öneri istiyordu.

Öncesinde 1000 kişiyle hazırlandığı, onlarca çalıştay yapıldığı ifade edilmiş, ancak bu kişilerin kimler olduğu, bu çalıştayların kimlerle ve nerede yapıldığı soruları hep yanıtsız bırakılmış, bu soruları yönelten kurumlar “Size tek tek açıklamak zorunda mıyım?” diyerek savuşturulmuştur. Bakan Tekin ardından 67 bin 284 öneri ve görüş geldiğini ifade etti, ancak bu açıklamadan kısa bir süre sonra, müfredat Talim ve Terbiye Kurulu’undan geçerek Bakanlığın onayına sunuldu ve hemen ardından da imzalandı. Bu kadar çok öneri ve görüşü bu kadar kısa sürede nasıl değerlendirdikleri, bu görüş ve önerilerin neler olduğuna dair bütün sorular havada kaldı.

Her şeyin ne kadar kurgu olduğunu, yaptıkları bu tür faaliyetlerin ne kadar ciddiyetsiz ve formalite olduğunu, bir orta oyunu oynadıklarını bu süreçte net bir şekilde gördük. Oysa ülkenin eğitim müfredatı hazırlanıyor. Ülkeyi yönetenlerin ve MEB’in çok büyük bir ciddiyetle ve samimiyetle konuyu ele alması ve eğitimin tüm bileşenleri, akademisyenleri, eğitim uzmanları, eğitim sendikaları, eğitim fakülteleri ile yan yana gelerek bir müfredat hazırlaması gerekirdi.

Diğer yandan, değişim gerekçeleri, ihtiyaç analizleri, eğitim programı hazırlama teknikleri, vb. adımların hiç biri yapılmamıştır. Daha da önemlisi pilot uygulamaya gerek kalmadan müfredatın hemen önümüzdeki eğitim-öğretim yılı içinde uygulamaya başlanacağı açıklanmıştır. Dikkatinizi çekmek istiyoruz, yangından mal kaçırırcasına çok hızlı bir süreç işletilmiştir.

Bu sürecin bu kadar hızlı işletilmesinin sebepleri, aşağıda sıraladığımız müfredatın içine sindirilen sebeplerdir. Bu müfredat:

  1. Bilime ve bilimsel gerçeklere savaş açtığı için,
  2. Laik eğitim ve laik yaşamı hedef aldığı için,
  3. Cumhuriyetin aydınlanmacı değerlerini ortadan kaldırdığı için,
  4. Cinsiyetçi olup, toplumsal cinsiyet eşitliğine yer vermediği için,
  5. Toplumsal, kültürel çeşitliği yok saydığı için,
  6. Eğitimi piyasaya açmak, kamusal eğitimi ortadan kaldırmaya yönelik hazırlandığı için,
  7. Öğrencileri belirsizliğe, umutsuzluğa ve geleceksizliğe sürüklediği için,
  8. Sınav odaklı eğitim sistemine devam ederek, öğrenci yeteneklerini beceriler üzerinden değil değerler üzerinden gerici bir yöntemle ölçmek için,
  9. Eğitimi bir bütün olarak dincileştirme ve bütün okulları imam hatip müfredatları ile eşleştirmek için,
  10. Birleştirici, bütünleştirici ortak yurttaş bilinci yerine, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı olduğu için.

Ayrıştırma, kutuplaştırma, yok sayma, gericileştirme vb. yaklaşımlar ön plana çıkarılmış ve bu müfredatla, yukarıda sıralanan sebepler üzerinden laik demokratik yaşama topyekûn bir meydan okuma hedeflenmiştir.

Biz aşağıda imzası olanlar Bakanı ve iktidarı uyarıyor ve “BU MÜFREDATI DERHAL GERİ ÇEKİN!” çağrısında bulunuyoruz. Bu uyarımızın dikkate alınmaması durumunda, fiili meşru eylemliliklerimizi tüm ülkeye yayacağımızın bilinmesini isteriz.

Mission News Theme by Compete Themes.