Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Ali Rıza Özdemir’in şikâyeti üzerine hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 24 Şubat’ta Ankara Cumhuriyet Savcılığında ifade verecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Ali Rıza Özdemir’in şikâyeti üzerine Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe hakkında soruşturma başlatıldığı ortaya çıktı.
Cuma Erçe hakkında, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın geçen yaz gerçekleştirdiği Alevi Gençlik Kampı’nda gençlere ırkçı işaretlerin yaptırılması, kampta kız ve erkeklerin ayrılması, dedelere maaş ve Hacı Bektaş Veli anmalarında cemevi başkanlığının iki başlılık oluşturmasını eleştiren açıklama, tepki ve sosyal medya paylaşımlarındaki ifadelerinden dolayı soruşturma açıldı.
İlgili soruşturmanın Ağustos 2024’te başlatıldığı ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Culma Erçe’nin “Halkı kin ve düşmanlığa sevk etme, devlet kurumlarını alenen aşağılama, yanlış bilgiyi kamuoyunda yayma” ile suçlandığı belirtildi. Soruşturma kapsamında Genel Başkan Cuma Erce 24 Şubat Pazartesi günü Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nda ifade verecek.
“Alevi Bektaşi ve Cemevi Başkanlığının Aleviliğe, Alevilere verdiği zararın hangi noktalara evrilebileceğini gösteren bir işaret fişeği“
Cumhuriyet’e konuya ilişkin konuşan Cuma Erçe, şikâyet ile soruşturmanın manidar ve işaret fişeği olduğunun altını çizdi. Erçe açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’deki siyasal atmosferin şu anki durumu nedeniyle zamanlamayı manidar buluyorum. Soruşturma Ağustos 2024’te başlatılmış ve Hacı Bektaş Veli anmaları sırasındaki durumla ilgili. Dolayısıyla bugün ortaya çıkması ve şikâyet edenin de avukatı aracılığı ile Alevi Bektaşi ve Cemevi Başkanı Ali Rıza Özdemir olması ilginç. Var olan durumun dikkatlice değerlendirilmesi gereken bir durum olduğunu düşünüyorum. Gelinen noktada Alevi Bektaşi ve Cemevi Başkanlığının Aleviliğe, Alevilere verdiği zararın hangi noktalara evrilebileceğini gösteren bir işaret fişeği aynı zamanda. Kendilerini Alevi olarak gören, tavırlarıyla, eylemleriyle baktığımızda aslında Alevi yol erkânından ne kadar uzak olduklarını ve Aleviliğe ne büyük zararlar vermek için görevlendirilmiş olduklarını çok net görebiliyoruz.”
Gerçekten Alevilik iddiası olan birisi kadıdan medet ummaz, kadıya başvurmaz. Ama bu zatı muhterem göreve geldiğinden beridir hem Alevilere hem Aleviliğe yapmadığı kötülüğü bırakmadı. Hacı Bektaş Veli türbemize dergahımıza yönelik eylemlerinden tutun da Alevi köylerine, cemevlerine yaptıkları seferler, dedelerimizi maaş benzeri rüşvetler ile teslim alma çabaları yetmiyormuş gibi bir de şimdi bir Alevi kurum genel başkanına yönelik şikâyette bulunuyor. Tam da bu şikâyetin, TÜSİAD Başkanın bile ifadeye çağrıldığı, yüzlerce kişinin aynı gün gözaltına alındığı gün ortaya çıkması ilginçtir.”
“Aleviliğin inkârı ve Aleviliği yok etmeye yönelik bir tarz”
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı hakkında da konuşan Erçe şunları kaydetti:
“Aslında bu kuruluşun ilan edilmesinden önce, biz bilgileri aldığımızda yani başından beri kurulmasına karşı çıkmamızın sebebi tam da buydu. Çünkü niyet çok açıktı, biz bunun için barikatları yıkarak Meclis kapısına kadar yürüdük. Meclis’te iktidar, muhalefet partilerinin genel ve grup başkan vekilleriyle görüştük. Bu yasanın ve kurulmak istenen kuruluşun, Aleviliği hedef alan bir yasa ve kuruluş olduğunu dile getirdik. Söylediğimiz hiçbir şeyde haksız çıkmadık. Şu anda bu kuruluş tam da bu belirttiğimiz doğrultuda görevlerini yapmaya devam ediyor. Zaten Kültür Bakanlığı bünyesinde kulmuş olması tam da sizin sorunuzu destekliyor, bizi kültürel topluluk, bir folklorik topluluk olarak gören bir yaklaşım tarzı ile karşı karşıyayız. Bu zaten Aleviliğin inkârı ve Aleviliği yok etmeye yönelik bir tarz. Mevcut başkan göreve geldiğinde ilk söylemi ‘Cemevlerinin en büyük sorunu mescit olmamasıdır’ demişti. ‘Cemevlerine birer mescit yaparsak bu sorun çözülür’ demişti. Türk-İslamcı bir kafaya ve Aleviliğin kendi içinde asla barındıramayacağı ırkçı söylemleri içeren bir anlayışa sahip ve bu anlamıyla Aleviliği ve Alevileri asimile etmeyi, ortadan kaldırmayı hedefleyen bir anlayış ile karşı karşıya olduğumuz biliyoruz. Bugün tam da görevlerini yapıyorlar. Asıl niyetleri bizi, inancımızı tarihten silmek. Bize çok kızıyorlar biliyorum, kızmasınlar biz gerçekleri ifade ediyoruz. Hızır Paşa’nın yaşamı tam da bunun üzerine kurulu. Hızır Paşa dediğinizde Alevi toplumu ne dediğinizi çok iyi anlar. Alevilerin hepsi Hızır Paşa’yı çok iyi bilirler. Çağımızın da Hızır Paşaları var, çağımızın Hızır Paşaları varsa çağımızın Pir Sultanları da olacak, bu kadar açık ve net.”