KORONA (COVİD-19) VİRÜSÜ NEDENİYLE İŞ YERLERİNDE ÇALIŞMA
Dünyada meydan gelen korona virüsü nedeniyle virüs salgınından korunma
önlemleri kapsamında birçok şirket evden çalışma modeline zorunlu ve hızlı bir geçiş
yaptığı gibi bazı işverenler ise işçileri işten çıkarma yoluna gitmiştir. Uzaktan çalışma
modelinin planlamaya vakit bulamadan uygulamaya alınması, iş sağlığı ve güvenliği,
iş hukuku, kişisel verilerin korunması ve veri güvenliği alanlarında yeni soruları
beraberinde getirmiştir. Evden de olsa çalışma eylemi devam ettiği için işverenin
çalışanını gözetme borcu, ilgili kişilerin mahremiyetinin, kişisel verilerinin korunması
gibi işyerinde uygulanan temel prensipler evden sürdürülen iş hayatında da kendine
yer bulmalıdır.
Korona(covid-19) virüsü nedeniyle işveren işçisini ücretsiz olarak izne
çıkarta bilir mi?
4857 sayılı iş kanunumuz gereğince işçinin izin hakkının kullanımında işveren
işçinin rızasını ve onayını almak zorundadır. İşyerinde izinlerin ne zaman ne şekilde
kullanılacağına dair yetki ise işverene aittir. Yargıtay’ın ilke kararları gereğince yıllık
izin ücretinin ödendiğini yazılı delille işveren ispatlamak zorunda olduğundan
işverenin işçinin yazılı beyanını ve rızasını alarak ücretsiz olarak izne
gönderebilecektir. Aksi halde işçinin rızası alınmaksızın ücretsiz olarak işçiyi izne
çıkartan işveren açısından iş akdinin işveren tarafından eylemli feshi söz konusudur.
Bu durumda işçinin iş kanunun kendisine tanıdığı kıdem, ihbar tazminatı alma hakkı
doğacaktır.
Korona virüsu nedeniyle işveren iş akdinin tek taraflı olarak fesh edebilir
mi?
İş Kanunun 25.maddesinin 3.fıkrası “işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile
çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması.” durumunda işverenin iş
sözleşmesini derhal feshedebileceği düzenlenmiştir. Buradaki zorlayıcı neden ile
bahsedilen örneğin corona virüs salgını nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edildiği
düşünülürse bu durumda “işçinin bir haftadan fazla olmak üzere” işine devam
edememesi söz konusu olacaktır. İşçi, iş akdinin kendine yüklediği yükümlülüğü
devam ettirebilmesi halinde mesela işini evden de yürütebiliyorsa iş sözleşmesi haklı
nedenle feshedilemez. Toplumun içinde bulunduğu ekonomik, sosyal durum
nedeniyle kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşulları daha da basitleştirilmelidir.
Ayrıca işçilerin iş akitleri bu zor dönemde sona erdirilmemelidir. Salgın durumu
geçene kadar işçi çıkarmaların her ne sebeple olursa olsun derhal durdurulması için
iktidar tarafından işten çıkış işlemlerine dair işlemler durdurulmalıdır. Bu süre zarfında
işverene doğacak her türlü maliyetler( SGK primi, vergiler, elektrik, kira ve sair her
türlü) için gerekli tedbirler ve önlemler siyasal iktidar tarafından alınmalıdır.
Salgın nedeniyle adliye gidemeyen işçinin yasal süre içerisinde hak
başvurusunda bulunmaması nedeniyle hakkı kaybolacak mı?
İş kanunumuz gereğince iş akdi sona eren işçinin işe iade davası açma süresi
iş kanunumuz gereğince 1 ay olup bu süre hak düşürücü süredir. 7226 sayılı kanun
gereğince 13.03.2020 tarihinden 30.04.2020 tarihine kadar tüm süreler durmuş kabul
edilecektir. Bu nedenle işçi-işveren ilişkisinde olsun başka hukuki alanlarda olsun bu
tarihler itibari ile süreler durmuş olacağından her hangi bir hak kaybı olmayacaktır.
Evden çalışmaya geçilebilmesi için çalışanın izni alınmalı mıdır?
Salgın tehlikesi sebebiyle, işverenin çalışanı koruma yükümlülüğü ve evden
çalışmanın çalışan lehine bir uygulama olduğu gözetildiğinde, çalışanların görev ve
çalışma koşulları elvermekte ise ücretlerinin ödenmesi kaydıyla evden çalıştırılmalar
hukuka uygundur. İş Kanunu’nun “Çağrı Üzerine Çalışma ve Uzaktan Çalışma”
başlıklı 14. maddesinde uzaktan çalışma düzenlenmektedir. “Uzaktan çalışma;
işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini
evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına
dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir.” Her ne kadar uzaktan çalışma iş akdi işçi
işveren arasında iş akdinin kurulması aşamasında kurulan akit olsa da korona salgını
nedeniyle dönemsel olarak çıkmış olan bu duruma da uzaktan çalışma hükümlerinin
kıyasen uygulanması gerekmektedir.
Evden çalışan kişiye yol ve yemek ücreti, sağlık sigortası, AGİ gibi yan
haklar ödenmeli midir veya iş akdi gereklerini evden yerine getiren işçi için
internet paketi gibi farklı bir yan hak sağlanmalı mıdır?
İş Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca; uzaktan çalışmada işçiler, esaslı
neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı
işleme tabi tutulamaz. Bu nedenle, evden çalışmayı sürdüren kişilere ücreti ve tüm
yan hakları aynı şekilde ödenmeye devam edilmelidir. Evde geçirilen sürede ücretli
veya ücretsiz izin kullanan, iş sözleşmesi askıda olan kişiler için bu uygulama farklılık
arz edebilecektir. Yol yardımı yapılması konusu ise ayrıca değerlendirilmelidir. Yol
yardımı araç ve benzin tahsisi olarak gerçekleştiriliyorsa, evden çalışılırken bu yardım
geri alınmamalıdır. Öte yandan, yol yardımı yalnızca işe gelinen günler için verilen,
örneğin ücretsiz izindeyken verilmeyen, günlük olarak hesaplanan bir tutar ise işe
gelme eylemi ortadan kalktığı için yol yardımı yapılmaması gerekmektedir. İşin
sürekliliği için zorunlu olan internet, telefon, mikrofon, kamera gibi teknolojik araçların
kullanımı da işveren tarafından sağlanmalıdır. Aksi takdirde, yeterli ekipmanı
bulunmayan kişilerden işini eksiksiz sürdürmesi beklenemeyecektir.
Evde bir kaza yaşanırsa veya çalışana Covid-19 teşhisi konulursa bu
eylem iş kazası olarak kabul edilir mi? Evden çalışan kişilerin sağlık durumları
takip edilmeli ve sağlık kuruluşlarına bildirilmeli midir?
İş Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca; işveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle iş
verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri
hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak
ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür. Bu
kapsamda, evde iş görme edimini ifa ederken geçirilen kazalar da iş kazası olarak
sayılır ve işverenin yeterli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alıp almadığı
değerlendirilir. Eylemin iş kazası olarak kabul edilebilmesi için kaza eyleminin iş
görme edimini yerini getirirken, sigortalı çalışan tarafından gerçekleştirilmesi,
ruhsal veya bedensel bir zarar oluşması ve illiyet bağı bulunması
gerekmektedir. Bu kapsamda, iş görme edimi ile illiyet bağının kurulamadığı
kazalardan, hastalık durumundan işveren sorumlu tutulamayacaktır. Ayrıca, böyle bir
bağ kurulsa dahi işverenin bildirdiği iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması
sebebiyle zarar oluşmuşsa işverenin kusur oranı düşecektir.
Covid-19 salgını nedeniyle, virüsün yayılmasını durdurmak amacıyla,
devletin resmi kurumları tedavi süreçlerini takip etmektedir. Bu kapsamda, bulaşıcı
hastalık taşıyan kişilere ilişkin bilgiler, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan işyeri
hekimi aracılığıyla sağlık kuruluşlarına aktarılabilir ve hukuka uygun olarak talepte
bulunan kamu kurumları ile paylaşılabilir. Ancak çalışanların evden çalışıp diğer
çalışanlar ile temas etmezken sağlık bilgilerini işverene bildirme zorunluluğu ve sağlık
bilgisinin paylaşımında açık rıza şartı arandığı için işverenin de evden çalışan kişilerin
sağlığını düzenli olarak takip etme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Öte yandan, hasta
olduğunu bildiren çalışan ile temas etmiş olabilecek kişiler hastalığını bildiren kişinin
izni olmaksızın adı ifşa edilmeyecek şekilde bilgilendirilmelidir.
Kalın sağlıcakla..
Avukat Durmuş TÜRK. Maltepe Belediye Meclis Üyesi.