Özü İtibari ile Doymayan Kapitalizm
Aslında yıllar önce başlamıştı. Birileri villalarda oturacak, yatlarla gezecek; bizlerede karnımız doyacak, kiramızı ödeyecek kadar para verecekler. Biz emekçiler geçim derdiyle ilgilenirken, zenginler birlik oldu durumlarını dahada geliştirip kazandıklarının daha fazla olmasına karar verdiler.
Doğayı talana başladılar, katlettiler. Sermaye dahada güçlendi, palazlandı. Çalışanlarına az adam çok iş, az parayı direttiler.
Emekçiler yine geçim derdi dediler ve ses etmediler, birlik olamadılar.
Önceleri ufak tefek ders veren doğa, daha sonra hızlı bir şekilde ders vermeye çalıştı. Ama insanoğlu anladığını bir türlü sermayedarların doymak bilmeyen iştahı yüzünden emekçilere anlatamıyor,
insanların bilincini yükseltemiyordu. İş sonraları ayyuka çıktı ve virüs devreye girdi. Bu seferde evren ders veremezse daha ileride seryleşerek uyarısına devam edecekti. Lakin görünen o ki yine ders alan sadece solcular, sağcılar ders almakta halen direniyorlar, eğitilmeyi kabul etmiyorlardı. Aslında kabul etmek istemedikleri çocukların güneşli güzel günler görmesini engellemeye yönelikti. Aslında kabul etselerdi eğitilmeyi, hep beraber yaşanabilir, adaletin, hukuğun, eşitliğin herkes için geçerli olduğu bir birliktelikle yeşil dünyaya kavuşacaktık.
Evrenin isteği sadece, doğayı katletme sev, canlıyı katletme sev; eşitçe paylaş sev, ihtiyacından fazlasını tüketme diğerlerinide düşün bilime kulak ver ama eşitlikçi bilime. Kısaca evren sevmek ve sevilmenin ön planda olduğu bir yaşam ister bizden, hiçte fazlasını değil. Çok mu bu isteği. Her şey yine bizim için. Aşkla sevgiyle kalın.