TOKAT TA ÇİFTÇİ SEMRA ARSLAN TARIMIN BİTTİĞİNİ SÖYLEDİ
https://www.youtube.com/watch?v=nl8Ije_QDOc&t=29s
Semra Arslan: Semra Arslan Benim adım. Tokat’ta 25 yıldır çiftçilik yapıyoruz . 10 yıl öncesine kadar güzel para kazanıyorduk ama artık yani çiftçiliği bırakmayı düşünüyoruz. gübreler 3-4 katına çıktı. İlaçlar pahalı. Kendi tohumumuzu ekemiyoruz artık.üreterek zarar ediyoruz.
Hibrit tohum ekiyoruz. Hibrit tohum denilen şey de işte bu dışarıdan gelen kısırlaştırılmış tohum. Biz onu ekiyoruz bizim kendi tohumlarımız hep kayboldu. Nereden geldiğini bilmediğimiz tohumları dayatıyorlar bize...
M.D.: O tohumlar pahalı mı?
S.A.: çok pahalı. Her şey çok pahalı. Mesela ıspanak ekiyorsun bir tane torbası 2-3 bin lira gübre atıyorsun, işçiye veriyorsun eline bir şey kalmıyor. Biz 60 70 dönüm ekerken. Bu sene 20 dönüme düşürdük. Seneye de bırakacağız.
M.D.: Sulama sistemine de suya para veriyormusunuz?
S.A.: Tabi, toplu veriyoruz ona Devlet Su Işleri’ne ödenen bir para, sorun gübreler ve bir pazarın olmaması. Hani eskisi gibi satılan şeyler yok. Yani bizim tonlarca sattığımız şeyler şimdi kilolara düştü, satılmıyor, ne yapacaksın, emeğimizi kurtarmıyor.
M.D.: Kaç çocuk var?
S.A.: iki tane
M.D.: Burada mı oturuyorsunuz?
S.A. Burada oturuyorum şurası
M.D.: Kaç yıldır çiftçilik yapıyorsunuz?
S.A.: 30 yıl oldu.
M.D.: 30 yıl önce nasıldı şuan nasıl?
S.A.: Şimdi şöyle Yani şu gördüğünüz yerde mesela şurada bir dönüm biber varsa bir aileyi rahat görüyordu. Yani fazlasına gerek yoktu. ama şu anda sadece karnını doyurabiliyorsun. Yani o da doyarsa.
Önce hayvancılık bitti Tokat’ta. Şimdi bu hani suyu olmayan kıraç yerler hayvancılık yapıyordu mesela eşimin amcaları vardı, buğday ekerlerdi. İlkönce onlar bıraktı. Ekmediler; çünkü dediler kurtarmıyor. Sonradan. işte yavaş yavaş ova denilen yere doğru göç çok oldu. herkes gitti hiç kimsenin çocuğu yok yani herkes yaşlı onlarda hep yaşlandı artık emeğin de karşılığı olmayan yapmıyorsun bırakıyorsun
M.D. Buradaki arkadaşlar size mi çalışıyor?
S.A: Evet, yevmiyeciler onlar.
M.D.: Onlara ne veriyorsunuz?
S.A.: 90 veriyoruz günlük.
M.D.: Ayrı masrafları da var değil mi?
S.A.: Tabii yemekleri falan bize ait götürüyoruz, getiriyoruz ama onların da durumu kötü,.
M.D.: Pazar konusunda sıkıntı var mı, alınıyor mu?
S.A.: Pazar konusunu çok var. biz yeşillik yapıyorduk. Marulundan tut bu teresi roka sı, maydanozu, soğanı hepsini yapıyorduk, ama yeşillik lükse girdi. Yeşillik almıyor artık. adam diyor ki yeşil alacağıma 2 kilo domates alırım, biber alırım da yemek yaparım diyor.
M.D Artık insanlar ot da yiyemiyor öyle mi?
S.A Aynen öyle. Çünkü bir de ilk sıradan salata ya masraf etmek istemiyor, tek öğüne düşürdü millet yemeğini.
Yapmıyor yani et de yemiyor, tavuk da. İşin garip tarafı mesela bu çalışan arkadaşlar şimdi biz piyasa neyse biz asgari ücreti takip ediyoruz öyle para veriyoruz fazla da verdiği zaman zaten bizim gücümüzü aşıyor. O zamanlar diyorlar ki mesela biz diyorlar işte 10 yıldır 15 yıldır çalışanlar var. O zaman şu parayı aldığımız zamanlar evimize şunu alıyorduk bunu alıyor en azından et alıyorduk. şimdi yok alamıyor yani etin kilosu zaten olmuş. 60 lira. Adam günlük çalıştığnı ete verirse ne yapacak? çocukları var, çoğunun evi kira.
M.D.: Yani Anadolu’daki köy hayatı böyle ise şehirdeki insanlar ne yapar?
S.A.: Yani onların hali daha zor. Burada çoğunun kendini şu böyle küçük bir evi var. işte. bahçesi var, ekiyor biçiyor ama kışın çok zorlanıyorlar. Kışın yakacak parası, hepsi yardıma yazılıyor onu da alamıyorlar neden alamıyorlar? Hani şey çok torpil muhtar kime isterse ona veriyor yani bazısı alıyor, bazısı anlamıyor, yardım alamayan çok mağdur oluyor. Yazın gene Tokat’ta kadınlar o işlerde çalıştığı için bir nevi idare ediyorlar ama kışın hepsi çok sefil. Hayat yaşıyor.
M.D.: Bir kadın yardım almak ister mi?
S.A.: Hiç kimse istemez yani. utanır . Hani işte falanca’yı gördük, şöyle yaptı ama herkes alıyor ama son zamanlarda Artık kimse utanmıyor.
M.D.: Sadakaya alıştırdılar toplumu öylemi?
S.A.: Evet babam muhtardı önceden köye yardım gelmişti o zamanlar. yani şey ANAP vardı da bir kamyon yardım geldi. kimse gelmedi. Biz yardıma muhtaç mıyız ? dedi köylüler. Ama şimdi herkes alıyor. bir de öyle alıyorlar ki yani birbirlerini iterek. Yani vaziyet kötü, çiftçi kötü durumda, gerçekten kötü durumda. Gübre o kadar zamlandı yani bir tane atacağın yere artık yarım atsam ya da atmasam mı öyle düşünüyorsun?
M.D.: Atmazsan verim alamayacaksın.
S.A.: Evet. ama işte o zaman yamuk yumuk oluyor. onun da pazarı hiç olmuyor. Ücretsiz şey yok çünkü o tohumlar gübre istiyor. Eskiden bu kadar istemiyordu üstüne üstlük bir de gübre bu kadar fiyatla alınca 70 aldığımız gübre şu anda 200 küsür oldu. bu kadar zamlanır mı martla bu arada geldi bu zamlar bir de gübreyi istediğin şeyi bulamıyorsun saklıyorlar yok şu anda büyük diyorlar zam gelecek arıyorsun araştırıyorsun yok bakalım ne kadar zam gelecek bekliyoruz.
M.D.: Kışın seracılık yapıyorsunuz ya kışın ki durum nasıl yani yazın bu kadar sıkıntı çekiyorsunuz kışın da verebilecek yerler bulabiliyor musunuz pazarı nasıl?
S.A. şöyle kışın da Tokat’ın iklimi de çok birşey olmuyor, yani ekiyorsun ama büyümüyor. Mesela farklı bir serada şubatın sonuna doğru büyür, başka türlü büyümez.
Yani o zamanlarda dışarıdan adam gelmiyor diyor. Tokat’ın sebzesi ne zaman başlardı? haziranda başlar temmuzda başlar o zaman gelir dışarıdan adam, üretim fazla ama yani bundan iki yıl sonra zaten sokakta şey kalmaz yani yapan kişiler çok nadir bilmiyorum ben kalmaz diye düşünüyorum ben hayvancılık bitince dedim ki yani ya arkadaşlar işte bu Hayvancılığın bitmesi ne kadar kötü işte et pahalı ancak süt pahalanacak. yok canım sende öbürü yapar dediler yapmadılar ama.