DİYANETTEN FİŞLEMELİ DİN DERSİ27 Ocak 2021 tarihli sözcü gazetesi sayfa 4’te “Diyanetten çocuklara fişlemeli din dersi” başlıklı bir haber var. Diyanet işleri başkanlığı ilk ve ortaokul öğrencilerine yönelik cami görevlileri çocuklarla çevrimci buluşuyor çalışması başlattı. Çankaya kaymakamlığı da velilere yazı göndererek “Çevrimci cami buluşması için katılım istedi” buradan o diyanet işleri başkanı olan Ali Erbaş’a soruyoruz. Yahu arkadaş siz bu halkı bölüp karşı karşıya getirmekle elinize ne geçiyor? Bu insanların inançlarıyla niçin oynuyorsunuz? Asırlardır alevi sunni iç içe beraber yaşamış yurt savunmasında omuz omuza birlikte mücadele etmişler. Alevilerin de sunnilerin de vatandaş olarak vermiş oldukları vergilerden maaş alıp çoluk çocuğunuza yediriyorsunuz. Bu halk arasında kutuplaşmaya varan uygulamalarınızla insanların inançlarıyla uğraşarak bir toplumu ötekileştirmeye utanıp sıkılmıyor musunuz? Diyanet devletin resmi bir kurumu olup yasalara sadık kalmak zorundadır. Sizde biliyorsunuz ki Türkiye Cumhuriyeti anayasamızda yazdığı gibi laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Ve anayasamızın 10. Maddesi diyor ki; Dini, dili, ırkı, mezhebi, inancı ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağlarıyla bağlı olan herkes yasalar karşısında eşittir. Bir zamanlarda kalktın kılıçla şov yaptın bu bir orta çağ zihniyetidir. Bak Köroğlu bile diyor ki; Düşman geldi tabur tabur dizildi – Alnımıza kara yazı yazıldı – Tüfek icat oldu mertlik bozuldu – Eğri kılıç kınında paslanmalıdır. El alem füzeyle fezayla meşgul olurken sizler hala orta çağ’a rücu etmektesiniz. Lütfen insanların dini duygularıyla inançlarıyla uğraşıp halk arasında kutuplaşmayı kin ve nefrete bulaştırmayın bunun vebali çok ağır olur. Alevilik bu ülkenin ve İslam inancının bir gerçek tezahürüdür. Alevilik adını Hz. Ali’den alır, Hz. Ali ise Hz. Peygamber’in hem amcasının oğlu hem de damadıdır. Bak sizin isminizi de Ali olarak vermişler. Siz ki diyanet işleri başkanı olarak şunu daha iyi bilirsiniz ki Hz. Muhammed bir hadisinde buyuruyor ki; Benim ehlibeytim Nuh’un gemisine benzer ancak o gemiye sığınanlar halas olur. Ehlibeyt ise peygamberimizin ev halkı yani ailesidir. Bunu inkar edebilir misiniz? Birde şurası da bir gerçek ki anayasamızda laiklik yasası vardır bu da demek oluyor ki devlet dinlerle uğraşmak herkes dini inancında hürdür özgürdür. Kimse kimseyi inancından dolayı horlayamaz kınayamaz. Devlet bütün inançlara eşit mesafede durur. Diyeceğim o ki yangına körükle gitmeyin. Halk arasında infial uyandırmanın kimseye faydası yoktur. Şunu bilesiniz ki bizim felsefemiz de sevgi, barış ve dostluk vardır. Yunusun da dediği gibi “Yaratılmışı severiz yaratandan ötürü”. Ne olursa olsun insan insandır. Herkes ulu tanrıya karşı kendinden sorumludur. Ve rahmetli Mahsuni’den iki dörtlük;
Alevi demişler sunniler bize Ali’yi sevmek mi suçumuz bizim Kim sevmez Ali’yi sorarım size Ali’yi sevmek mi suçumuz bizim
Allah bile o Ali’yi severdi Onun için ona aslanım derdi Muhammed Ali’ye kızını verdi Ali’yi sevmek mi suçumuz bizim
Bir zamanlar Saadet partisi genel başkanı Recai KUTAN bir söyleyişisin de Hatay ve Suriye’de yaşayan Nusayri alevileri için onlar sapık alevilerdir sözünü kullanmıştı. Oradan bir eylem karşılığın da hemen geri adım atarak “Efendim yanlış anlaşıldı Ali’yi sevmek Alevilikse biz herkesten daha çok aleviyiz”. Diyerek geri adım atmıştı. Ve ben ona cevaben bir şiir yazmıştım, o nu siz okuyucularımızın dikkatine sunuyorum. RECAİ KUTANA Ali’yi sevene sapık diyorsun Muhammed Ali’yi severdi Kutan Azından çıkanı kulağın duysun Bari şu yaptığın hatadan utan
Şahı merdan Ali mertlerin merdi Muhammed Ali’yi hem çok severdi Onun için Ali’ye kızını verdi Değer bilmiyorsan yaşından utan
Nere gidiyorsun böyle bilmeden Ali’ye bu kinin garazın neden Anlaşıldı Ebu süfyan’dır deden Tarihe bir bak ta boyundan utan
Sözlerin hançerdir Ahmet AKAR’a Tarih boyu sarılmıyor bu yara Karanlıktan özün olmuş kapkara Dön aynaya bak ta kendinden utan
Saygılarımla Ahmet AKAR |