Dünyanın nüfusu en kalabalık ülkesi olan ÇİN’den kaynaklandığı bilinen Covid-19 (Koronavirüs) salgının yarattığı sağlık sorunlarını aşma ve hayatta kalma mücadelesi verdiğimiz bu günlerden sonra, salgın sonrasını planlamak önemlidir. Koronavirüs pandemisi ikinci dünya savaşından sonra Dünyanın en önemli olayı haline geldi. Bundan sonraki süreçte başta devletler olmak üzere, birçok kamu ve özel kurumun benzer olaylara karşı acil eylem ve alternatif kaynak yönetim planının olması gerekecek. Herkesin kabul ettiği bir gerçek var. Dünyayı saran bu salgınla birlikte Türkiye ve Dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Gerek sosyal hayatımızda ve gerekse üretim, pazarlama, dağıtım, istihdam, ihracat ve ithalat gibi ekonomik hayatımızda çok önemli değişimlere hazır olmalıyız.
Sağlık sorunu artık siyasetin ve sosyal hayatımızın en temel konusu haline gelmiştir. Bu bağlamda salgının önlenmesinin yönetiminde; mevcut durumda elde herhangi bir ilaç ve aşı mevcut olmadığı için toplumu salgından korumak yürütme organının en temel planlama ve icra görevi haline gelmiştir. Başta ilaç ve aşı çalışmaları olmak üzere, toplumsal ve bireysel olarak bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için insanların eğitimi ve bilinçlendirilmesi önem kazanmıştır. Sağlıklı yaşam ve beslenme ile birlikte kamu sağlığı anlayışı savunma ve güvenlik ihtiyacının önüne geçmiştir. Başta İtalya, ABD, İngiltere, İspanya ve Fransa olmak üzere, G-20 üyesi bütün ülkeler, Covid-19 salgını karşısında ne kadar hazırlıksız oldukları ve hızlı çözüm üretmede yetersiz kaldıkları ortaya çıkmıştır. Temelinde özelleştirme ve toplumcu olmayan sağlık sisteminin; salgın sorununu çözemediği gerçeği karşısında, sağlık hizmetinin kamusal bir görev olduğunu ve her vatandaşın bundan eşit ve ücretsiz yararlanması gerektiğini kapitalist ülkeler dahi kabul etmiştir.
Salgından korunmak adına bütün dünyada ve tabi ki ülkemizde uygulanan ve “EVDE KAL, HAYATTA KAL” Sloganı ile birlikte uygulanan karantina tedbirleri ile birlikte evden (uzaktan) ve esnek çalışma sisteminin iş hayatımızda en önemli istihdam usulü haline gelmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu dönem evden çalışmanın verimliliğini şirketler, ulaşım ve ofis alanlarına yapılan yatırımların ve evden ofise gidiş için harcanan zaman kaybını daha derin olarak sorgulamaya başlayacaktır. İletişim ve sosyal medya imkanlarının daha da gelişmesi ile birlikte, özellikle evden/uzaktan esnek çalışma yöntemi istihdam alanında en yaygın ve etkin mesai haline gelecektir.
Dünyada siyasi, askeri, ekonomik ve diğer alanlarda sık sık yapılan toplantıların yüz yüze olmasının maliyeti de dikkate alındığında artık bu yöntem demode hale gelecektir. Günümüzde önemli toplantıların yılın ikinci yarısına kadar erteleneceği gerçeği de dikkate alındığında, şirketlerin satış ziyaretleri, küçük toplantılar, seminerler ve sunumlar dijital iletişim kanallarının kullanılması artık tercih edilen bir alışkanlık ve yöntem haline gelecektir. Koronavirüs salgını sona erdikten sonra da uzaktan çalışma ve dijital platformlarda gerçekleşen toplantılar artık hayatın olağan bir parçası haline gelecektir.
Dünyada son dönemde hemen her ürünün lider tedarikçisi durumunda olan ÇİN, pandemi sonrasında Çin pazarının ne kadar öngörülemez olabileceğini göstermiştir. Koronavirüs sonrası üretimle ilgili birçok alanda Çin Pazarı liderliğini korusa da zaman içinde ithalatçılar başta yerel olmak üzere alternatif üreticilere yönelecektir. Modern şirketlerin övündüğü en önemli eğilim ‘tam zamanında’ ürün politikası yerine belirsizliklere karşı daha fazla stok tutma eğiliminde olacaktır. Uluslararası nakliyat ve seyahat kısıtlamaları insanlar gibi ürünlerin de bir noktadan diğerine ulaşmasını engellemiştir. Bu durum bağımlı küresel bir ekonomide büyük sıkıntılar yaratabileceğini dikkate alan şirketler ve devletler Koronavirüs sonrasında özellikle sağlık ile ilgili ürünlerin ülke içinde üretilmesini öncelikli hedef haline getirecektir.
Salgının duyulması üzerine Dünyada farklı yönetim ve sağlık politikaları gördük. Bazı ülkeler daha sert ve sıkı önlemler ve geniş çapta testler uygularken bazı ülkeler bağışıklık sistemini ön plana çıkardı. Türkiye Epidemi Planı gereği “Bilim Kurulu” oluşturarak salgına karşı tedbirleri bu kurulda değerlendiren ülkemizde, genelde uygulanan usuller ile alınan önlemler toplumda destek buldu. Cumhurbaşkanının Bilim Kurulu kararlarına müdahalesi ile günlük bilgilendirme raporlarının yeterli bilgiyi içermemesi sürecin en çok eleştiri alan konuları oldu. Bilimsel yöntemlerle mücadele dışında din ve inanç boyutunda sosyal medyada ifade edilen çağ dışı yöntemler toplumda karşılık bulmadı. Yaşanan süreçte, karantina uygulamaları, okulların yüz yüze eğitim yerine uzaktan eğitime geçmesi, Cumhuriyetin başta aşı üretimi olmak üzere sağlık birimlerinin kapatılması, salgına karşı aşı ve ilaç arayışları en çok tartışılan gündem maddeleri oldu. Önümüzdeki dönemde salgını asgari hasarla atlatmak için mücadele verdiğimiz bugünlerde, gerek bireysel ve gerekse kamusal olarak pandemi sonrasını düşünmek ve planlamak durumundayız. Coronadan uzak sağlıklı günler dileği ile sevgi ve saygılar sunuyoruz.
Dr. Dursun ÇİÇEK, 25-26. Dönem İstanbul Milletvekili….
Ek alanı