İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İbrahim Mayda kadın erkek ilişkilerine ilişkin yazdı

Osteopat Uzm. Fzt İbrahim Mayda, kadın erkek ilişkilerine ilişkin bir yazı kaleme aldı.

Yazının tamamı şöyle:

Bir ortama bir kadın girdiğinde o ortamda bulunan erkeklere bilinç dışı bir şekilde göz ucuyla bakar ve 2 saniye bir erkeğe odaklanırsa aklından şöyle bir ifade geçer: Bu erkek bana eş olabilir.

Kadının bana eş olabilir diye seçtiği erkekle yirmi saniye ve üstü sımsıkı sarılabilmesi durumunda yine derki bu adam benim eşim olmaya hak kazanmıştır. Peki nedir bu sarılma süresi, yirmi saniyenin iksiri nedir? Antropolojik ve fizyolojik çalışmalar kürek kemiklerimizin ortasında bulunan bölgede sosyal ilişki hücrelerinin olduğunu ve sarılmayla beynimizde bulunan ve iyi anı merkezimiz olan Hipokampusumuza iletiyi götürerek Hipokampusten Hipofize bu sarılmayı ödüllendirebilmesi için oksitosin salgılama emri verilir. Hipofizimiz de Oksitosin salgılar. Salgılanan bu Oksitosin aslında özgüven hormonumuzdur. Evrimsel olarak bir erkek karşısına çıkan tüm kadınları beğenebilir. Ancak binlerce kadın içerisinde belki biri o erkeği beğenip eş olmak isteyebilir. Peki bu işin sırrı nedir? Bu işin sırrı erkek ve kadın arasındaki koku farkı ne kadar fazlaysa kadın der ki ben bu erkekten kaliteli döl alırım. Koku farkı ne kadar azsa (yakın akraba evliliği gibi durumlar) kadın der ki bu koku benim kokuma çok yakın ve bu erkekten kaliteli döl alamam. Çünkü evrimsel sürecimiz yakın akraba evliliklerini reddediyor. Yakın akraba evliliklerinde erkek ve dişiden gelen genlerin birbirlerine üstünlük sağlayamamasından dolayı sakat çocuklar doğabiliyor ve evrim bunu biliyor.

Çiftler bir araya geldiklerinde yakınlaşmalarını sağlayacak olan şey doğal ten kokularıdır şayet her iki eş adayı güzel kokular sürerek bir araya gelmişlerse geçici olarak birbirlerinden etkilenecekleri doğrudur; uzun vadede ise bu ilişki bitmeye mahkumdur. Çünkü eş adayları doğal süreçlerinde buluşmadılar.

Yirmi saniye sarılmadan sonraki ilk altı ay eşlerin duygusal dönemi olup her şey kendileri için çok güzeldir; hayalleri bile oluşmamıştır, kortizol düzeyleri (vücudun kötü kokusu) yüksek olduğundan geceleri gözlerine uyku girmez. Halbuki gündüzleri bol miktarda seratonin hormonu salgılanırsa geceleyin de melatonin hormonunun salgılanması artacak ve bireyler kaliteli uyuyacaklardır. İlk altı ay neredeyse her gün stresli olduklarından melatonin hormonu yerine kortizol hormonu salgılanacak ve altıncı aya doğru tartışmalar başlayacaktır. (Çünkü aşırı kortizol salınımı insanları kavga etmeye zorluyor) Neden mi? Çünkü ilişkide altıncı aydan sonra kadın şu cümleyi kurar; bu erkek beni ve çocuklarımı koruyabilir mi, ailenin geçimini sağlayabilir mi, yani bu erkek güçlü bir karakter mi?

Kadın birlikte olduğu erkeğinin güçlü, kendisini ve çocuklarını koruyabileceğine inanırsa ilişkilerinin ikinci altıncı ayında evlilikleri için çaba sarf eder. Ancak özellikle ülkemizin bazı kesimlerinde evlilik eşler arasında değil aileler arasında olduğundan kısa sürede ufak ufak sorunlar çıkmaya başlar.

Evlilikte esas kural erkeğin kadınını her kötülükten korumasıdır. Eğer bir erkek ve kadın anne, baba ve kardeşlerinden boşanmamışlarsa asla evlenmemelidirler.

Evlilik oldu ve çiftler arasında yeni bir yaşam başladığında her bir cinsel birleşme üreme içgüdüsüyle yapıldığından eşler anne-baba ve evlat sahibi olmak isterler. Anne adayı hamileliği ve lohusa dönemi süresince eşini hep yanında görmek ve eşinden kadınlığını hissettirmesini ister. Hatta anne adayının düşük yapma tehlikesi ya da kanamaları olmuyorsa kontrollü bir şekilde cinsel birliktelikler yaşamaları anne adayının oksitosin hormonu salgılama düzeyini arttırır.

Lohusa döneminde de erkek eşini yalnız bırakmamalı ve eşinin destekçisi olmalıdır.

Hamilelik ve lohusa döneminde eşi yanında olursa o anne adayı ve sonrasında anne olan eş bir ömür boyu yuvasının bütünlüğünü korumak için var gücüyle çaba sarf edecektir. Hamileliği ve lohusa dönemi boyunca esi yanında yoksa evlilik çatırdamaya hatta yıkılmaya başlayacaktır.

Sağlıklı davranışlar hem yuvamızı kurtaracak ve mutluluğumuza mutluluk katacaktır.

Dostlukla…

Mission News Theme by Compete Themes.