Üreme İçgüdüsü ve Cinsiyet Farklılıkları
Hamileliğin 9. haftasında fetüsteki testesteron(erkeklik hormonu) düzeyine göre bebeğin cinsiyeti belirlenir. Testesteron düzeyi yüksekse çocuk erkek; testesteron düzeyi düşükse çocuk kız olur. Bu noktada 9. haftada eğer cocuk kız ise potansiyel bir anne adayı, eger erkek ise potansiyel bir baba adayıdır. Bu durumda farklı bir tablo söz konusudur. Farklılık X ve Y kromozomlarından dolayı olur. Hormonlarımızın piri Hypothalamustur. Hypothalamusun ön-alt kısmında İNAH (İnferior Nücleus Anterior Hypothalamus) bulunur. Çocuk erkek ve İNAH normalse sorun yok; ancak İNAH küçükse bu oğlumuz ileride çok büyük olasılıkla Fibromiyalji sendromu olabilir. Aynı tablo kız çocuğu için de geçerli olup İNAH küçükse ileride bu kızımızda da Fibromiyalji sendromu görülebilir. Fibromiyaljinin temelinde yatan kimyasal eksiklik ise; lözin, izolözin ve valin aminoasitlerinin vücudumuzda yeteri kadar bulunmamasından dolayıdır.
İNAH’ın büyüklüğü veya küçüklüğü cinsel farklılıklara da tekabül eder. Cinsel tercih farklılıklarına saygı duyuyoruz; İNAH’ın bu fizyolojik alt yapısını bilirsek cinsel tercih farklılıklarına bakışımız daha sağlıklı olacaktır. Cinsel farklılıkları epigenetik de (beslenme, aile ilişkileri, sosyal ilişkiler vs.) belirlemede etkilidir. Çocuğun cinsiyeti kız ya da erkek olsun; eğer kız çocuğu ilk menstrüasyonunu görmüşse (menarj olmuşsa) genç kızlığa adımını atmıştır. Erkek çocuk da ilk mastürbasyonunu yapmışsa genç erkek olmuş ve her iki cinsiyette de ergenlik başlamıştır. Ergenlik bir nevi delikanlılıktır; hormonlar çılgındır, ne zaman ne yapacakları belli olmaz, belli olamaz.
Bu ergen gençler bir araya geldiğinde; kız erkeğin gözlerine iki saniye bakar ve bu iki saniyede karşısındaki erkek bana sevgili olabilir ya da olamaz der. İki saniye baktıktan sonra benim erkeğim olabilir diye kararını verdi ise, kararını verdikten sonra istatistiksel değerler diyor ki yirmi saniyeden fazla erkeğiyle kendiliğinden ve sımsıkı birbirlerine sarılabiliyorlarsa duygusal ilişki başlamış demektir. Yukarıdaki tablonun aynısı LGBTİ bireyleri için de geçerlidir. Fizyolojik ve psikolojik davranış modeli aynıdır. Yirmi saniye ve üstü sarılmanın temelinde eşlerin koku farklılıkları yer alır. Evrim diyor ki eşlerin koku farklılıkları ne kadar fazlaysa o ilişkiden o kadar kaliteli döl alınır.
Bu bağlamda akraba evlilikleri doğru evlilikler değildir; ancak kültürel olarak baktığımızda kendi kültürümüzden evlenirsek daha rahat ederiz mantığımızı da bir taraftan atmamak gerekir. Cinsel sağlığımız için partnerimizi belirlediğimizde kendimize deodorant, parfümü vs. kokular sıkmadan ten kokumuzla bir araya gelir ve evrimsel hafızamıza da güvenerek birbirimize sarılırsak inancınız olsun ki doğru eşimizi bulur; aksi takdirde hayatımızı bir ömür boyu zindan etmeye mahkum oluruz.
Sevgiyle ve dostlukla kalın.