Tokat’ın Günçalı köyünde köylüler isyanda: “Köyümüzde maden istemiyoruz”
Tokat’ın merkeze bağlı köylerinden Günçalı’da 1477 hektarlık arazide değerli maden aranması için özel bir şirkete ruhsat verildi. 2029 yılına kadar geçerlilik süresi bulunan IV. Grup maden arama ruhsatının iptalini isteyen köylüler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurdu. Maden ruhsatının verildiği bölgede ayrıca yöre halkı için kutsal sayılan Çal Baba ziyareti de bulunuyor.
Tokat merkeze bağlı Günçalı köyü, Killik ve Çayören köylerine ait arazide İstanbul merkezli HLC Kıymetli Madenler ve Yatırım A.Ş. adlı özel bir madencilik firmasının başlattığı değerli maden arama çalışması yöre halkının tepkisine neden oldu. Altın, gümüş, sodyum, bor tuzları, potasyum krom, titan ve alüminyum gibi çok sayıda maden ve endüstriyel hammaddeyi içeren IV. Grup maden kategorisinde verilen 10 noktada karot yöntemi ile arama ruhsatı, ön arama, genel arama ve detay arama gibi sürelerle 2029’a kadar geçerli olacak.
Ruhsat sahası içinde yöre halkı için kutsal sayılan ve ziyaret edilip kurbanlar kesilen Çal Baba’nın mekânının da yer aldığını dile getiren Günçalı köylüleri, inanç merkezi olarak görülen bölgede madencilik projesi istemiyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na dilekçe ile başvuruda bulunan yöre halkı, maden arama çalışmasının durdurulmasını talep ediyor.
“Burada gerekirse can veririz”
Günçalı Köylüleri duruma şu sözlerle tepki gösterdi:
Murtaza Sert “Köyümüzün bir karış toprağını bile vermek istemiyoruz. Özellikle Alevi köylerini seçiyorlar.”
Mustafa Güler: “Köyümüzde asla maden istemiyoruz. Doğamızı bozacak, tabiatımızı bozacak, insanların yaşamını bozacak. Maden aranacak yer köye en fazla 1.5 kilometre neredeyse köyümüzün içinde.”
Kadınlar olarak köyümüzde asla maden istemiyoruz diyen, dernek kadın kollarından Altın sakınmaz, çocuklarımız her fırsatta köye gelmeyi, özellikle her yıl kitlesel olarak büyük bir katılımın olduğu ÇAL BABA festival gününü iple çekiyorlar, buralara gelmek için can atıyorlar, hepimizin evi yeri yurdu var, yeni yeni evler yaptık, biz buralar için ölürüzde gene kimseye vermeyiz köyümüzü dedi.
Emrah Kavlan: “Yaylacılık yapıyorum. Bunlar olursa hayvancılık biter. Sularımızın, yaylalarımızın kaybolmasını istemiyoruz. Herkesin de tepkisi göstermesini istiyorum.”
Cemal Sert: “Bizim çocukluğumuz, gençliğimiz burada geçti. İstanbul olsun, başka şehirler olsun emekli olduk geldik. Köyümüzde temiz hava alalım, son nefesimizi burada alalım diye geldik. Ama bu maden çıktı. Doğamızı bozmak istemiyoruz. Kesinlikle karşıyız bu işe. Burada türbemiz de var. Her yıl burada festival yapılıyor, cemlerimiz oluyor. Burada gerekirse can veririz”
Ali Bakır: “Her şeyden önce sulara zarar verecek. Bu yüzden her türlü yapılacak işe karşıyız. Çoluğumuzun çocuğumuzun geleceğini karartacak.”
“Sudan yararlanan herkes zehirlenecek”
Maden ocağı izini alınan bölgeye gidip yerinde gördük,
Muhtar Salman Görgülü de şunları söyledi:
“Bizim maden için başvurdukları yer burası Buranın 200-300 metre aşağısında köy ırmağımız geçiyor. Irmağın ayağı da Güzelce Barajına dökülüyor. Güzelce Barajı’ndan
Artova Beldesi, Çamlıbel Beldesi, Sulusaray Beldesi, Yeşilyurt Beldesi ve 27-28 köy bu sudan faydalanıyor. Bunlar buraya sondaj vurursa, sondajdan da maden çıkarsa burada çalışma yapılacak ve bu da ırmağı etkileyecek ve ordan da barajı etkileyecek. Sudan yararlanan herkes zehirlenecek.
“Ayrıca burada Çal Baba Türbesi de var. ayrıca başka bir ziyaret yerimiz daha var, kurbanlarımızı kesip cemlerimizi yapıyoruz, buralar bizim inanç merkezimiz Orası da tehdit altında ve maden arama güzergahı içinde. Biz doğamızın bozulmasını istemiyoruz. Bu yaylalarda 2 bin 3 bin büyükbaş küçükbaş hayvanımız var. Onlar da etkilenecek.”
https://youtu.be/xZpW4dN-z5E
https://youtu.be/U8Wr237eTt0