İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tüm zorluklara rağmen pes etmemenin öyküsü: Ozan Şah Turna-VİDEO

Ozan Şah Turna’nın mücadele ile geçen hayatı boyunca sazı ona ışık olmuş. O her ne kadar gözleri görmese de 1950’li yıllardan bu yana Türkiye’de yaşanan bütün insanlık suçlarının tanığı.

Haberin Videosu

https://youtu.be/0COhDqvprbA

1950 yılında Sivas’ın Gürün ilçesine bağlı Kaynarca Köyü’nde dünyaya gelen Şah Turna, 3 yaşında geçirdiği çiçek ve kızamık hastalıklarından dolayı her iki gözünü de kaybetmiş. 7 yaşında müziğe ilgi duymaya başlayan Şah Turna, babasının gözleri için onu götürdüğü Malatya’da bir hastanede doktora “Babama söyleyin bana saz alsın. Ben göz değil saz istiyorum” demesinin ardından ona alınan bağlamayla birlikte müzikle profesyonel olarak ilgilenmeye başlamış. İlk konserini 10 yaşında Sivas’ta veren Şah Turna, 12-13 yaşlarında zakirlik yapmaya başladı. İlk kadın zakir ve ilk kadın ozan unvanına sahip olan Şah Turna, ilk plağını da daha çocuk sayılabilecek 14 yaşında çıkardı.

SÖYLEDİĞİ ALEVİ TÜRKÜLERİNDEN DOLAYI YARGILANDI

Şah Turna, eserlerinde toplumsal içerikli mesajlar vermesinden dolayı “Kızılbaş, komünist ve bölücü” denilerek zulüm ve işkenceye maruz bırakılarak cezaevine atıldı. Toplamda 5 yıl cezaevinde yatan Şah Turna, birçok kez sürgün yedi ve söylediği Alevi türkülerinden dolayı yargılandı. Diyarbakır Cezaevi’nde de kalan Şah Turna, o dönemin devrimci liderlerinden İbrahim Kaypakkaya ile cezaevi duvarlarını paylaştı.

BİRÇOK İNSANLIK SUÇUNUN TANIĞI

Bütün yaşadıklarına rağmen pes etmeyen Şah Turna, 12 Mart 1971 darbesi, Kızıldere Katliamı, Denizlerin idamı, İbrahim Kaypakkaya’nın işkencede öldürülmesi, 12 Eylül 1980 darbesi ve Türkiye’de yaşanan birçok insanlık suçunun gözleri görmese de tanığı oldu. 1992’de çıkarılan 3808 sayılı yasa ile vatandaşlığını ve haklarını kazanan Şah Turna, 2004’de darbeci faşist general Kenan Evren hakkında darbe döneminde yaşadıklarından dolayı suç duyurusunda bulundu.

Müzik hayatı boyunca Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Ruhi Su, Davut Sulari gibi büyük ozanların sevgi ve takdirini kazanan Şah Turna, yaşamını bir başka ozan, Şiar Ağdaşan ile birleştirerek iki kız çocuk sahibi oldu.

Ozan Şah Turna, “gözü yerine istediği sazından” mücadele ile geçen hayatı boyunca hiç ayrılmadı.

SÜRGÜN EDİLEREK YURTTAŞLIKTAN ÇIKARILAN İLK KADIN OZAN

Almanya’da bir etkinlikte rastlıyoruz Şah Turna’ya. Bize eserlerinin çok yönlülüğünden bahsediyor önce. Eserlerinde doğa, özgürlük, emek, kadın, çocuk, sevgi, barış gibi toplumsal konuları işlediği için cezaevinde yattığını ardından sürgün edildiğini söylüyor bize. Ayrıca, ilk politik türkü söyleyen ve bunun için tutuklanarak yıllarca hapis yattıktan sonra sürgün edilen, yurttaşlıktan çıkarılan ilk kadın ozan olduğunu da not ediyor.

Eserlerinin birçok yabancı dile çevrilerek pek çok sanatçı tarafından seslendirildiği bilgisini veren Şah Turna, eşi Ozan Şiar Ağdaşan ile araştırma, yüksek lisans, doktora ve master çalışmalarına konu olduklarını da ekliyor.

Avrupa’da yabancı düşmanlığına karşı yütütülen insan hakları mücadelesiyle ilgili makaleler kaleme alıp, şiirler yazıp besteleyen Şah Turna, UNESCO yaşayan insan hazinesine aday gösterildi. ABD’nin emperyalist projelerine Deniz Gezmişler gibi tavır alarak bu minvalde eserler besteleyen Şah Turna, eşi Ozan Şiar Ağdaşan ile birlikte Susurluk olayıyla ilgili yaptığı türkü nedeniyle tehditler aldığını söylüyor.

“TARİHTEKİ ONURLU YERİMİ ALDIM”

Bugüne kadar 700’ün üzerinde şiir, beste ve makalesi yayınlanan Şah Turna, 200’ün üzerinde solo yapıtı, plak, kaset, cd ve televizyonlarda yayınlandığını belirtiyor. Milyonlara ulaşan seçkin besteleri, şiirleri ve türküleri ile uluslararası alanda ‘türkülerin anası’, ‘barışın turnası’ olarak sembol ve öncü bir kadın halk ozanı olan Şah Turna, eserleriyle çağının tanığı olarak tarihteki onurlu yerini aldığını kaydediyor. Birçok alanda öncü olarak Pir sultan direncini sürdüren Şah Turna, çağımızın kadın Pir Sultanlarından.

Eşi Ozan Şiar Ağdaşan ile bu özgün özelliklerini hala korumayı başaran Şah Turna, demokrasi mücadelesini sanat alanında sürdürüyor.

AİLECE SANATSAL FAALİYETLERİNİ SÜRDÜRÜYORLAR

Şah Turna ve Şiar Ağdaşan’ın kızları Şirin ve Şafak Ağdaşan da anne ve babaları gibi müzik, sinema ve şiir gibi sanatın birçok yönüyle ilgileniyorlar. Yakın tarihlerde belgesel projeleri, kitap ve albüm gibi çalışmaları yapan Ağdaşan ailesi, sanatsal faaliyetlerine devam ediyor.

Ozan Şah Turna’nın eserlerinden bazı örnekler:

TARİHE YAZILIR KADIN

Bir yanda kocası, bir yanda çevre
Bakışlar altında Ezilir Kadın
Bu nasıl gidişat, bu nasıl evre
Doğuşundan beri Üzülür Kadın

Erkeği ayartan şeytan sanılır
Kaba ilkellikler ona sayılır
Sözde iltifatlar, gözde soyulur
Köşe bucak kaçar, Büzülür Kadın

Yüzme bilmese de atılır göle
Canına tak dedi, çektiği çile
Kimine sermaye, kimine köle
Kaplardan kaplara Süzülür Kadın

Erkekler sistemden alır cesaret
Tecavüzler, töre, kuma esaret
Kucaktan kucağa geçer bir hayat
Ellerden ellere Bozulur Kadın

Anadır bacıdır, yoldaştır, yardır
Sevenlerin yüreğinde yaradır
Başkaldırsa, hak arasa tutsaktır
Hapsolur kurşuna Dizilir Kadın

Şahturna’yım can gözlerle bakalım
Katre olup, deryalara akalım
Direnelim meşaleler yakalım
Tarihden tarihe Yazılır Kadın

ANALARA ÇAĞRIM VAR

Tüm dünyada Analara çağrım var
Analar isterse savaşlar durur
Her gün yüreğimde sızı ağrım var
Babalar isterse savaşlar durur
Barış saatinin zilleri vurur

Ana’ların gözyaşları akmasın
Yavrum yavrum diye yola bakmasın
Kalem tutsun bele silah takmasın
Analar isterse savaşlar durur

Neşelensin köyler, kentler bucaklar
Rantçılar için sönmesin ocaklar
Şahturna sizi umutla kucaklar
Analar isterse savaşlar durur
Barış saatinin zilleri vurur!

TACI TAHTI YIKTIM CANLAR

Ne eğildim, ne de saptım
Acılardan ilaç yaptım
Insanı; başa taç yaptım
Tacı-tahtı yıktım canlar!

Özümü çektim darlara
Güneşim vurur karlara
Uyuyan bakan körlere
Acı acı baktım canlar!

Insanlık için yürüdüm
Bedenim korla bürüdüm
Mum oldum yandım, eridim
Meşaleler yaktım canlar!

Şah Turna, yar yarasından
Güneş doğar arasından
Nesimi’nin derisinden
Boynuma ip taktım canlar

Tanıktır Türkülerimiz (ANADOLUMDAN SESLENİR)

Anadolu’mdan beslenir
Ovadan dağa yaslanır
Bütün dünya’ya seslenir
TANIKTIR Türkülerimiz!

Barış türküsünün dili
Dostluk bahçesinin gülü
Kerem’le Aslı’nın kül
YANIKTIR Türkülerimiz

Allı turnam kanat açar
Katar katar dosta uçar
Karanlığa ‘ışık saçar’
AYIKTIR Türkülerimiz

Yunus, Pir Sultan’lar ezel
Umudu sevdası güzel…
Deyiş, barak, hoyrat, gazel
YAYIKTIR Türkülerimiz

Sevdasını etmez Pazar
Türkülerle tarih yazar
Ummanı deryayı gezer
KAYIKTIR Türkülerimiz

Şah Turna çiçekler takar
İnsan yakmaz‘deyiş yakar
Fırat, Munzur coşkun akar
SANIKTIR Türkülerimiz!
TANIKTIR Türkülerimiz, YANIKTIR Türkülerimiz!…

GÜNEŞ, AY TEHLİKEDE!

Dünya tutsak büyük devler elinde
Güneş Tehlikede, AY Tehlikede
Radyasyon kanda, rahimde dilde
Kısrak Tehlikede, TAY Tehlikede

Savaşçılar sulh maskesi takıyor
Özgürlük ufkuna kurşun sıkıyor
Ekmek füze olmuş, Ay’a çıkıyor
Emek Tehlikede, PAY tehlikede

Atom, silah, radyo aktif ışını
Hüsrana boğdular, İnsan düşünü
Büyük devler tutmuş suyun başını
Deniz tehlikede, ÇAY Tehlikede

Şah Turna dünya tat içinde tatsız
Barış kavşağında istasyon hatsız
Makinist huzursuz, yolcu rahatsız
Tren Tehlikede, RAY Tehlikede
Güneş Tehlikede, AY Tehlikede
Emek Tehlikede, PAY Tehlikede!

Mahbip DİLEK/ALMANYA

 

Mission News Theme by Compete Themes.