Kadın yönelik şiddetle ilgili bir yazı kaleme alan şair Ahmet Akar, AKP iktidarında kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin ve istismarın arttığını vurguladı.
Şair Ahmet Akar, kadına yönelik şiddetle ilgili bir yazı kaleme aldı. Yazısında AKP ikitdarında kadına yönelik şddetin arttığına dikkat çeken Akar, şeriat anlayışının da kadını geri plana attığına işaret etti.
Akar’ın, Aşık İbreti ve şair İsmet Zeki Eyüboğlu’nun şiirlerinden örnek verdiği yazısının tamamı şöyle:
“ŞERİAT KURALLARIYLA ÜLKE KARANLIĞA GÖMÜLDÜ”
Takdir edersiniz ki AKP’nin iktidar olmasıyla birlikte şeriatın katı kuralları sayesinde ülke karanlık iklime gömüldü, medeni çağdaş hukuk adeta yok edildi. Bu sayede kadına şiddet, kadın cinayetleri ve küçük çocuklara tecavüz olayları zirve yaptı. Şeriat yasasında kadın, erkeğin kulu kölesi gibidir. Örneğin bir erkeğe dört kadın, iki kadının tanıklığı bir erkek yerine geçer, mirasta erkeğe tam kadına yarım hak. Bu tür olayları çoğaltmak olasıdır. Bu bir şeriat zihniyetidir.
“ŞERİAT YASASINI İSTEYEN KADINLARIN OLMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜ”
Şu işe bakınız ki Nisan 2018 Sözcü sayfa 3’te Pendik’te bir olay oluyor bir kadın tüfek ile kocasını vuruyor. İfadesinde ‘Ben namaz kılıyordum secdedeyken ayağıyla başıma bastı ben tüfeği korkutmak için aldım’ diyor ve mahkeme kadını serbest bırakıyor. Acaba bir namaz kılmak bir cinayeti örter mi? Bu nasıl bir hukuktur anlamak mümkün değil. İşte bu tür saçma sapan kararların yüzünden ülkemiz bu hale geldi. Ulu önder Atatürk kadınlara seçme ve seçilme hakkı vererek kadın erkek eşitliğini sağlamış, kadını kula kul olmaktan çıkaran medeni hukuk yasasını ve tek eşliliği getirmiş. Buna rağmen hala şeriat yasasını isteyen kula kulluk yapmayı kabullenen kadınların olması da düşündürücüdür. Türkiye’de Alevi felsefesi bu tür katı kuralları asla kabul etmeyerek laikliğin, Cumhuriyetin ve çağdaşlığın teminatı olmuşlardır. Alevilikte kadın her zaman baş tacı olmuş ve saygı görmüştür. İbreti’nin bir şiiri buna ışık tutmaktadır:
Kaşın mihrabımdır kabem yüzündür
Söylerim çıktıkça avazım benim
Benim kıblegahım iki gözündür
Her vakit sanadır niyazım benim
Cemalin var iken gerekmez cennet
Cennet için asla eylemem minnet
Sana gönül vermek farz ile sünnet
İşte budur vakit namazım benim
Tuba dedikleri güzel boyundur
Huri melek derler senin soyundur
Aşıka cevretmek eski huyundur
Dişi inci dudak kirazım benim
Nice aşıkların aklını aldın
Nicesin aşk ile sevdaya saldın
Yer ile bir ettin beni de buldun
Üst üste yıkarak enkazım benim
İbreti kapında her zaman kulum
Asla eteğinden kesemem elim
Görmezse gözlerim lal olsa dilim
Senden ayrılamaz bu özüm benim
İşte görüldüğü gibi kadına verilen değer böylece gün yüzüne çıkmaktadır. Ve bir şiir de merhum İsmet Zeki Eyüboğlu’ndan:
ERLİK GÜNÜ
Bulutlar indi suya taşarken Anadolu
Doğudan batıya gökten süzülüp
Susamışlığı duyarken özgürlüğe
Dağların doruğundan güneş aydınlığı
Mavi yoğunlaşmanın ışığı gözlerinde
Bir yiğit büyüdü dağlarca
Dağlar yücelirken dizlerinde
Kılıç şakırtılarının söylediği bir türküydü
Barışı bağımsızlığı düşünen insan
Duygularınca yıkanmış sevginin sıcağında
Işık kokuşlu bir karınca
Kaldırıp başını göklere seslendi
Ben de varım yeryüzünde dedi
Atatürk var olduğunca buradayım
Geyik kara çamların içinden süzüldü
Yaylımlara kırların alaca bağımsızlığına varınca
Özgürün kurttan aslandan öte
Atatürk bayrağı dalgalanınca
Bir ayı fırlayıp ininden
Çok acılar çektim dedi Osmanlının elinden
Oynattılar bir çingenenin ipine bağlattılar
Konak önlerinde gezdirdiler sattılar
Apıl apıl yürüyen dağı taşı gören
Allahın gölgesi padişahtan ürken sevecen bir ayı
Ne bilsin İstanbul da boğazın ışıyan sularına bakan Dolmabahçe Sarayı
Dedi ki gülerek bana sığınır özgürlüğün barışın tadını bilmeyen
Geçmişe güvenen güneyden gelen
Atmaca dedi ki kuşlara
Uçun yeterince kanatlarınızın gücü
Korkmayın ürkmeyin benden koruyun bundan sonra beni siz
Aydınlığa karanlığı yeğleyenden
Üzülen karga dedi ki
Utanırım kara giysilere bürünen bana benzemek isteyenden
Oturmadı daha yumurtalarının üstüne
Kara olmasın benim gibi yavrularım diye
Kara karga utanmış kara kargaya benzeyen kara giyimli insan utanmamış
Padişah, odalık, sadrazam, şeyhülislam utanmamış