Depremle ilgili bir yazı kaleme alan 2014-2019 CHP Çekmeköy Belediye Meclis üyesi Ali Abbas Coşkun, verdiği örneklerle Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini hatırlattı. Coşkun, ayrıca acil toplanma alanlarının azlığına da vurgu yaptı.
Geçtiğimiz ay merkez üssü Silivri olan 4.6 ve 5.8 şiddetindeki depremler paniğe neden olurken akıllara da “İstanbul olsaı bir depreme hazır mı?” sorusunu getirdi. Depremle ilgili bir yazı kaleme alan 2014-2019 CHP Çekmeköy Belediye Meclis üyesi Ali Abbas Coşkun, 17 yıllık AKP iktidarında acil toplanma alanlarının sayısının azaldığına dikkat çekti. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğine değinen Coşkun’un yazısının tamamı şöyle:
Neredeyse ülkenin geneli olası riskli deprem fay hattı üzerinde. Yani ülkemizin her hangi bir yerinde güçlü yıkımlarla karşılaşabileceğimiz depremlerle yüz yüzeyiz. Son 100 yılda yaşadığımız acılardan ders almayı bir türlü başaramıyoruz.
99 depreminde yüzlerce toplanma alanı varken bu gün 17 yıllık AKP iktidarında bu sayı 10’lu sayılara düştü. Gerek TBMM’de gerekse belediye meclislerinde muhalefet partilerinin verdiği deprem araştırma önerilerini AKP gruplarının çoğunluk sağlayarak reddetmesi hafızalara kazınırken geçen İBB meclisinde konuşma yapan Esenler Belediye Başkanı ve İBB AK Parti Meclis Grubu Başkanvekili Göksu ‘İstanbul’da 2 bin 864 toplanma alanı var’ dedi. Hepimizin temennisi bu sayının doğru olmasından yana, yalnız sadece Tevfik Göksu’nun bildiği bu alanlar çoğaltılmalı.
Olası depremde ‘her can kıymetlidir’ anlayışı hüküm sürerse daha faydalı olacaktır. Elbetteki umarım can derdine düşecek durumda olmayız. ‘Farkında olmakta fark var’ dediğimiz sokak hayvanları için de öyle bir durumda barınma ve beslenme ihtiyaçları da göz önünde bulundurulmalı diye düşünüyorum.
Geçmişe bir göz atalım hafızamızı ve bilincimizi tazeleyelim diye geçmişte yaşadığımız depremleri ve bilançosunu sizlerin bilgisine bir kez daha sunmak isterim.
-1919’da yaşadığımız Ayvalık depreminde o günün iletişim ve teknolojilerinden dolayı ne kadar can kaybının yaşandığı tam bilinmemekle birlikte büyüklüğü 7.0 olarak bilinen deprem sonrası çok sayıda evin yıkıldığı ve hasar gördüğü bilinmekte.
-7 Mayıs 1930’da yaşadığımız 7.2 Hakkari depremi resmi sonuçlara göre 2514 kişinin hayatını kaybetmesi ve yine şehrin toparlanması yaralarını sarmasının uzun sürdüğü yıkımlarla sonuçlanmış. 3000’den fazla evin yıkıldığı kayıtlara geçmiş.
-Hepimizin geçmiş tarihlerdeki depremler dediğinde ilk aklına gelenlerden biri olan 1939 Erzincan depremi, 26-27 Aralık 1939 tarihinde Erzincan’da oluşan çok şiddetli yer sarsıntısıdır. Yüzey dalgası büyüklüğü 7.9 richter ölçeği’ne göre büyüklüğü 7.2 olan deprem sonucunda toplam 32.962 kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 100 bin kişi de yaralanmıştır. Oluşan deprem neticesinde 116 bin720 bina yıkılmıştır. Dünyanın büyük depremleri arasında sayılan bu deprem Türkiye’nin en ciddi deprem felaketlerinden birisi olarak tarihe geçmiştir. Can kayıplarının fazla olmasının bir nedeni de zorlu kış şartlarından dolayı yardımların güç koşullar altında ulaşmasıdır.
-10 Eylül 1941 Van-Erciş depreminde 192 kişi hayatını kaybetmiş 36 köy ise tamamen yok olmuş. Yine o günün teknolojisiyle alınan bu verilerin gerçeğin çok altında olduğu tahmin edilmekte.
Tarihte unutamadığımız depremlerden biri de 20 Aralık 1942’de gerçekleşen Niksar-Erbaa depremi. Akşamüzeri saat 17.05’te vuran deprem 7.0 büyüklüğünde olup yine o günün teknolojisiyle 3 bin civarı insanın hayatını kaybettiği ve çok sayıda evde hasar olduğu bilgisi ile tarihe not edilmiş.
-20 Haziran 1943 Adapazarı-Hendek depremi 6.6 büyüklüğünde gerçekleşmiş, 336 can kaybı ve çok sayıda evin yıkılma-hasar görmesiyle sonuçlanmış.
-27 Kasım 1943 Tosya-Ladik depremi 7.2 büyüklüğünde olmuş ve 4 binden fazla cana mal olmuş.
-1 Şubat 1944 Bolu-Gerede-Çerkeş depremi. Sabaha karşı saat 05:22’de 7.2 büyüklüğünde gerçekleşen depremde 3 bin 959 kişinin hayatını kaybetti 20 binden fazla bina hasar gördü.
-1946 Muş-Varto’da 5.9 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonucunda 839 kişinin hayatını kaybettiği çok sayıda binada hasar oluştuğu kayıtlara geçmiş.
-Yine bir Ağustos depremi olan 17 Ağustos 1949 Bingöl-Karlıova depremi 6.7 büyüklüğünde gerçekleşmiş 450 civarında vatandaşımız hayatını kaybetmiş 3 bin 500 civarı bina hasar görmüş.
-18 Mart 1953 Çanakkale-Yenice-Gönen de gerçekleşen depremde 265 kişi hayatını kaybetmiş 6 bin 750 bina hasar görmüş.
-19 Ağustos 1966 Muş-Varto depremi. 6.9 büyüklüğündeki deprem geride 2 bin 394 kişinin hayatını kaybetmesi ve yine binlerce hasarlı bırakmış.
-Gediz depremi. 28 Mart 1970 tarihinde, mahalli saat ile 23.00’ten az sonra, merkezi Kütahya’nın batısındaki Gediz yöresinde meydana gelen deprem. Depremde Batı Anadolu sarsılmıştır. Bu depremi daha başka sarsıntılar takip etmiş ve haftalar sonra dahi farklı büyüklükte sarsıntılar ve ufak depremler hissedilmiştir. Yaklaşık olarak 3 bin km2 genişliğindeki sarsıntı alanında takriben 3 bin 500 ev tamamen yıkılmış, 7000 ev ağır surette ve 10 bin 600’den fazla bina da fazla ölçüde hasara uğramıştır. 33 bin aile, yaklaşık olarak 80 bin kişi barınaksız kalmış, 6 saniye süren depremde 800 kişi (yabancı kaynaklarda 1086) ölmüş ve 520 kişi (yabancı kaynaklarda 1260) yaralanmıştır.
-1971 Bingöl Depremi. 22 Mayıs 1971 tarihinde merkez üssü Türkiye’nin Bingöl ili olan deprem. Depremin büyüklüğü 6.8 olarak ölçüldü. 878 kişi öldü, 700 kişi yaralandı, 9 bin 111 bina hasar gördü veya yıkıldı. Deprem, Bingöl’ün yanı sıra Erzincan’ın bazı köylerinde de yıkımlara ve ölümlere yol açtı. Bu depremden 10 gün önce 1971 Burdur depremi yaşanmıştı.
-6 Eylül 1975 tarihinde yerel saatle 12:20’de Diyarbakır’ın Lice ilçesi ve köylerinde oluşan 23 saniye süren şiddetli yer sarsıntısı. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü depremin büyüklüğünü 6.6 Ms olarak açıkladı. 2 bin 385 kişi öldü, 8 bin 149 bina hasar gördü veya yıkıldı. Bazıları maddi hasarlara sebep olan 3-4 ay süresince artçı sarsıntılar devam etti.
-24 Kasım 1976 tarihinde yerel saatle 12:22’de merkez üssü Van’ın Muradiye ilçesi Çaldıran bucağı olan 7.5 Ms büyüklüğündeki depremde 3 bin 840 kişi öldü, 9 bin 232 bina hasar gördü. 2000 kilometrekarelik bir alandaki evlerin yüzde 80’i yıkıldı. Depremin yanı sıra bölgede gece hava sıcaklığının -17 dereceye kadar düşmesi sonucu donma nedeniyle de ölümler oldu. Yağmur ve kar yağışları nedeniyle kurtarma ve yardım çalışmaları gecikti. Deprem en çok Muradiye ve çevre ilçeler olan Erciş ve Özalp’ta can ve mal kaybına sebep oldu. 3 bin 304 kişilik nüfusa sahip Çaldıran’da evlerin yüzde 95’i yıkıldı ve 615 kişi öldü. 7.9 Ms büyüklüğündeki 1939 Erzincan depreminden sonra o güne kadarki Anadolu’da yaşanan en şiddetli depremdir.
Erzurum ve çevresinde büyük hasara ve önemli ölçüde can kaybına neden olan depremin büyüklüğü 6,9’dur. Depremde bin 155 kişi ölmüş, 537 kişi yaralanmış, 3 bin 241 konut ağır, 3 bin konut orta ve 4 bin konut hafif hasar görmüş, 30 bini aşkın hayvan telef olmuştur.
-1992 Erzincan depremi. 13 Mart 1992 tarihinde yerel saatle 19:08’de Türkiye’de Erzincan ilinin güneydoğusunda meydana gelen deprem. Depremin büyüklüğü 6.8 Ms olarak ölçüldü. 653 kişi öldü, 8 bin 57 bina hasar gördü veya yıkıldı. Bu deprem 1939 Erzincan depreminin merkez üssü yakınındadır. Kuzey Anadolu fayı üzerinde bulunan Erzincan, bu depremle beraber tarihindeki altıncı büyük depremi yaşamıştır.
-1998 Adana-Ceyhan depremi veya 1998 Adana depremi, yaklaşık 6.2 büyüklüğündeki depremdir. Deprem, 27 Haziran 1998 tarihinde yerel saatle 16:55’te Çukurova olarak bilinen Türkiye’nin güney bölgesini vurdu.
Bu olay Türkiye’nin beşinci büyük şehri olan Adana ve Adana bölgesinin en kalabalık yöresi olan Ceyhan’ı ve bu iki şehir arasında Ceyhan Nehri boyunca yerleşmiş olan köylerde 145 kişinin ölümüne, bin 500 kişinin yaralanmasına ve binlerce kişinin evsiz kalmasına yol açtı.
-1999 Gölcük depremi, İzmit depremi, Marmara depremi ya da 17 Ağustos 1999 depremi. 17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03:02’de gerçekleşen, Kocaeli/Gölcük merkezli deprem. Richter ölçeğine göre 7.5 Mw büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştur.
17 Ağustos depremi tüm Marmara Bölgesi’nde, Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre 17 bin 480 ölüm, 23 bin 781 yaralanma oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285 bin 211 ev, 42 bin 902 iş yeri hasar gördü. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50 bin ölü, 100 bine yakın ağır-hafif yaralı olmuştur. Ayrıca 133 bin 683 çöken bina ile yaklaşık 600 bin kişi evsiz kalmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden değişik düzeylerde etkilenmiştir. Bu nedenle Türkiye’nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir. Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir.
-1999 Düzce depremi. 12 Kasım 1999 Cuma günü saat 18.57’de aletsel büyüklüğü 7.2 ve merkez üssü Düzce olan deprem. 30 saniye süreyle etkili olan deprem, pek çok ilin yanı sıra Ukrayna’dan da hissedildi. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi’nin açıklamasına göre, ölü sayısı 845, yaralı sayısı 4 bin 948, depremde hasar gören ve derhal yıkılması gereken bina sayısı 3 bin 395, yıkık ya da ağır hasarlı ev sayısı 12 bin 939, iş yeri sayısı ise 2 bin 450’dir. Depremden sonra Düzce ilçesi, Türkiye’nin 81. ili oldu.
-2003 Bingöl depremi. 1 Mayıs 2003 tarihinde yerel saatle 03.27’de (00:27 UTC) gerçekleşen, Türkiye’nin doğusunu etkileyen, 6.4 büyüklüğündeki depremdir. Merkezi Bingöl’ün 15 km. kuzeyindeki Bingöl bölgesidir. Etkilenen bölgede en az 176 kişi öldü, 625 bina çöktü veya ağır hasara uğradı. Çeltiksuyu’ndaki yatılı okulda koğuş bloku çöktüğünden 84 can kaybı meydana geldi.
-23 Ekim 2011 günü Türkiye saati ile 13:41’de Van’da meydana gelen ve 25 saniye süren deprem. Depremin merkez üssü Van’a 17 kilometre uzaklıktaki Tabanlı köyüdür. Van depreminde 604 kişi hayatını kaybederken, 4 bin 152 kişi de yaralanmıştı.
Ali Abbas COŞKUN